“Sende Beşiktaşlı tipi var…” Tüh ulan, yakalandık iyi mi? Yine… Tanıyanlar bilir, ağzımda bakla ıslanmaz. Öyle gizli örgüt üyesi falan olamam. Biraz içki ve kıyak bir manita eşliğinde her şeyi okurum. Ve fakat benden, olmadığım bir figür yaratma heveslileri, “çok şahane bi’ delikanlı” olduğumu, tek kusurumun, Fenerbahçe’ye olan tutkum olduğunu söyler. Yekten söyleyeyim; “Bana içine …| Cafrande Kültür Sanat
Daha Özal piyasada yokken, daha doğrusu ortada “serbest” piyasa yokken, hür teşebbüs denen şeyin, hayatımıza bu denli yön vereceğine uyanmıştım bir şekilde. “Şaaans, kadeeer, kısmeeet, talihine 25 kuruş” adlı talih oyunuyla başladım işe. İki çeşidi vardır bu oyunun. Bakkaldan, en büyük ikramiyesi koca bir çikolata olan seyyar bir vitrin ve kazınmaya hazır yuvarlak delikli çarkıfelek …| Cafrande Kültür Sanat
Tezgah’ta sıradan bir gün. Okul sıkıntım yok; demek ki haziran falan. Mehmet’ti galiba ismi, gördüğüm en orijinal eskici göründü uzaktan. Her gelişinde, mutlaka bir mavra döner. Kitap okur, müzik dinler, sinemaya gider, değişik bir herif. Kocaman bir Motorola telefonu vardı mesela, kahveye sokmuyorlarmış, televizyonu bozduğu için, günlerce bunun yaygarasını yaptı. Neyse, vitesli el arabasıyla yanaştı …| Cafrande Kültür Sanat
“42 yıl Lev’le birlikte yaşadım, hayatı paylaştım. Ama nasıl bir adam olduğunu hala anlamış değilim!..” Z. Heyzen Ateş: Leo Tolstoy’un evinde herkesin bir günlüğü vardı, herkes öyle ya da böyle yazmaya vakit ayırıyordu. Büyük yazarın kendisi ciltlerce günlük tutmuş ve öldüğü güne kadar yazmayı sürdürmüştü. Doktoru, sekreteri, öğrencileri, çocukları ve karısı da günlük tutuyorlardı. Bu …| Cafrande Kültür Sanat