Notos’un Soruşturması: 135 Seçicinin Önerdiği 97 Romancı Arasından Seçilen 40 Romancı Çağdaş Türk romanının geçen yüzyılının 40 romancısını edebiyatımızın kamuoyunu oluşturan büyük bir seçici kurul seçti. Daha önce yapılmış edebiyat soruşturmalarında bu denli geniş bir seçici listesi oluşturulmamıştı. Dolayısıyla bu kez sonuç daha önemli. Nitelikli tartışmalara yol açabilir. Aynı zamanda tarihsel bir dönem saptaması yerine …| Cafrande Kültür Sanat
Ayşe, Bu mektubu sana yazılmamış telakki edebilirsin. Bunu isteyerek yazmıyorum, sana çok dargınım, bunu mecbur olduğum için yazıyorum. Yazmasam deli olacağım. Sanki birisi bir yastıkla ağzımı burnumu tıkamış gibi: Ancak birisine içimi dökersem derin bir nefes almış kadar ferahlayacağım. Kime içimi dökebilirim? Beni senin kadar çok kim dinledi? Benim içimin dalgalarını senin kadar kim bilir? …| Cafrande Kültür Sanat
Askerlik Madem “ergen edebiyatı” denilen sularda yüzüyoruz, askerlik anısı eksik kalmasın… Elimden geleni yaptım askere gitmemek için, ne yalan söyleyeyim. Alnımın yazısıymış herhalde, Tuzla Piyade Okulu’nda buldum kendimi. Astek (asteğmen) olmamak için çevirdiğim numaralar tuttu. Kısa dönem oldum sınavdan sonra. “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” soğuğunda, memleketin hangi köşesine gideceğimiz okunuyor. İzmir, İstanbul, Ankara …| Cafrande Kültür Sanat
Tutukluluğumun başlangıcında en ağırıma giden şey kafamda hâlâ özgür adam düşüncelerinin bulunmasıydı. Örneğin birdenbire bir plajda olmayı, denize doğru ilerlemeyi canım isteyiveriyordu. Ayaklarımın altında ilk dalgaların seslerini, vücudumun suya girişini ve bundan duyduğum ferahlığı zihnimden geçirince, hapishane duvarlarının nasıl da dar olduğunu birdenbire hissediveriyordum. Fakat bu ancak birkaç ay sürdü. Sonraları yalnız tutuklu düşünceleri ...| Cafrande Kültür Sanat
Adım Nejat, soyadım İşler. Yıllardır makara malzemesi olan, Steve Jobs’la akrabalığa kadar giden soyadımın hikâyesi çok basit aslında. Rahmetli dedem ayakkabı sayacısıydı çünkü. İnebolu’da öğrendiği mes leğini, İstanbul Feshane Fabrikası’nda devam ettirmişti. Soyadı Kanunu’yla beraber, bu mütevazı ismi almıştı ailesi için. Yıllar sonra da yanında çalışan kalfasının kızını alacaktı babama… Benden üç yıl önce ablamı …| Cafrande Kültür Sanat
“Sende Beşiktaşlı tipi var…” Tüh ulan, yakalandık iyi mi? Yine… Tanıyanlar bilir, ağzımda bakla ıslanmaz. Öyle gizli örgüt üyesi falan olamam. Biraz içki ve kıyak bir manita eşliğinde her şeyi okurum. Ve fakat benden, olmadığım bir figür yaratma heveslileri, “çok şahane bi’ delikanlı” olduğumu, tek kusurumun, Fenerbahçe’ye olan tutkum olduğunu söyler. Yekten söyleyeyim; “Bana içine …| Cafrande Kültür Sanat
Tezgah’ta sıradan bir gün. Okul sıkıntım yok; demek ki haziran falan. Mehmet’ti galiba ismi, gördüğüm en orijinal eskici göründü uzaktan. Her gelişinde, mutlaka bir mavra döner. Kitap okur, müzik dinler, sinemaya gider, değişik bir herif. Kocaman bir Motorola telefonu vardı mesela, kahveye sokmuyorlarmış, televizyonu bozduğu için, günlerce bunun yaygarasını yaptı. Neyse, vitesli el arabasıyla yanaştı …| Cafrande Kültür Sanat
Neredeyse her gün kavga ediyorum annemle. Bir geliyorum okuldan, yine aynı manzara: bahçenin ortasında, alt bağlamaya yarayan bezler, bir gece öncenin suç delilleri olan çarşaf ve yorgan ve benim kırılan erkeklik gururum asılı. Komşu kızı yan bahçeden pis pis gülerek bakıyor bana. Mahalleliler, kurban bayramlarında kestikleri koyunların taşaklarını bizim eve getiriyor, altına işeyene iyi gelir …| Cafrande Kültür Sanat