İz sürmek, bir deyiş olarak avcının avının peşine düşmesi ya da birinin nereye gittiğini, ne yaptığını anlamak için geride bıraktıklarını takip etmek demek. Sadece edebiyat alanında değil, sanatta, felsefede, bilimde ve daha çok pek çok alanda değişik iz sürme haritalarına rastlarız. Okur olarak, peşine düştüğümüz yazarın sevdiği yazarlar, bizim de yazarlarımız haline gelir. Onun yaşadığı …| Cafrande Kültür Sanat
Kızgın, karşı konmaz, öfkeyle dolu, her şeyde aşırı, töreler konusunda görülmedik bir hayalleme sapışı taşıyan, bağnazlığa dek tanrısız… bir iki lafla ben böyleyim işte. Ya olduğum gibi alın ya da bir kez daha vurup öldürün beni. Çünkü değişmeyeceğim. Onu öldürmeyi seçtiler, önce hücrelerdeki sıkıntının ufacık ateşiyle, sonra lekelemekle, adını silmekle. Böylesi bir ölümü kendisi de …| Cafrande Kültür Sanat
Hayatımıza bir tatil duygusu veren, hep bir olup pazenden minder, şile bezinden perde, yazmadan masa örtüsü yaptığımız, kızlar yatakhanesi gibi koyun koyuna gülüştüğümüz geceler çok sürmedi. Başlangıçta çok güzel günler geçirmekle birlikte, zamanla başkalarıyla yaşamanın güçlüklerini anladım o evde. İyi tanıdığımı sandığım insanlarla bile, hiç beklemediğin konularda ortaya nasıl ciddi sorunlar çıktığını gördüm. Tadım kaçtı. …| Cafrande Kültür Sanat
Askerlik Madem “ergen edebiyatı” denilen sularda yüzüyoruz, askerlik anısı eksik kalmasın… Elimden geleni yaptım askere gitmemek için, ne yalan söyleyeyim. Alnımın yazısıymış herhalde, Tuzla Piyade Okulu’nda buldum kendimi. Astek (asteğmen) olmamak için çevirdiğim numaralar tuttu. Kısa dönem oldum sınavdan sonra. “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” soğuğunda, memleketin hangi köşesine gideceğimiz okunuyor. İzmir, İstanbul, Ankara …| Cafrande Kültür Sanat
Adım Nejat, soyadım İşler. Yıllardır makara malzemesi olan, Steve Jobs’la akrabalığa kadar giden soyadımın hikâyesi çok basit aslında. Rahmetli dedem ayakkabı sayacısıydı çünkü. İnebolu’da öğrendiği mes leğini, İstanbul Feshane Fabrikası’nda devam ettirmişti. Soyadı Kanunu’yla beraber, bu mütevazı ismi almıştı ailesi için. Yıllar sonra da yanında çalışan kalfasının kızını alacaktı babama… Benden üç yıl önce ablamı …| Cafrande Kültür Sanat
Daha Özal piyasada yokken, daha doğrusu ortada “serbest” piyasa yokken, hür teşebbüs denen şeyin, hayatımıza bu denli yön vereceğine uyanmıştım bir şekilde. “Şaaans, kadeeer, kısmeeet, talihine 25 kuruş” adlı talih oyunuyla başladım işe. İki çeşidi vardır bu oyunun. Bakkaldan, en büyük ikramiyesi koca bir çikolata olan seyyar bir vitrin ve kazınmaya hazır yuvarlak delikli çarkıfelek …| Cafrande Kültür Sanat
Tezgah’ta sıradan bir gün. Okul sıkıntım yok; demek ki haziran falan. Mehmet’ti galiba ismi, gördüğüm en orijinal eskici göründü uzaktan. Her gelişinde, mutlaka bir mavra döner. Kitap okur, müzik dinler, sinemaya gider, değişik bir herif. Kocaman bir Motorola telefonu vardı mesela, kahveye sokmuyorlarmış, televizyonu bozduğu için, günlerce bunun yaygarasını yaptı. Neyse, vitesli el arabasıyla yanaştı …| Cafrande Kültür Sanat
Neredeyse her gün kavga ediyorum annemle. Bir geliyorum okuldan, yine aynı manzara: bahçenin ortasında, alt bağlamaya yarayan bezler, bir gece öncenin suç delilleri olan çarşaf ve yorgan ve benim kırılan erkeklik gururum asılı. Komşu kızı yan bahçeden pis pis gülerek bakıyor bana. Mahalleliler, kurban bayramlarında kestikleri koyunların taşaklarını bizim eve getiriyor, altına işeyene iyi gelir …| Cafrande Kültür Sanat