Leylâ’m, Kardeş Çocuk! Bu kadarı da çok oldu. Ne oluyorsun yahu? Gelince bir temiz ıslatıcam seni. Kendine gel! Sen, üzüntüye, kahra lâyık veya müstahak değilsin. Yaşaman, asıl senin yaşaman lâzım. Hiç kimse, yaşamayı senin kadar hak edemez. Anladın mı? Sen, öyle birisin işte. Bunu belle, buna inan. Şendeki altın yürek, altın da lâf mı, o …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim, yarı canım. Eve gelmeden gidip mektubunu aldım. Ne kadar şanssız adam olduğumu bir kez daha anladım. Ne olurdu o namussuz odacı mektubu bir gün geç atmasaydı! Ama “birinci” cıgarasından üç günde soğuduğuna göre, benim burada bu gecikme işi için hayıflanmam da boşuna! Mektupta yazdığına, anlattığına, orada yüz yüze iken ne diye hiç dokunmadın, dokundurtmadın? …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim Canım, Nasıl bir cehennemdeyim bilsen. Ciddî şekilde sağlığından endişedeyim. Gitgide idee fixe halini almağa başlıyor. Bir boklar yerim herhal. Ses et, buradayım de, ne dersen de, sağ olduğun bileyim tek. Hayattan, candan da tatlı dostluklar vardır. Çok yaşadım böylesini. Ne bileyim -affet- felek denedi de bizi, namuslu çıktık. Neyse. Diyeceğim seninki böylesi de değil, …| Cafrande Kültür Sanat