Leylâ’m, Kardeş Çocuk! Bu kadarı da çok oldu. Ne oluyorsun yahu? Gelince bir temiz ıslatıcam seni. Kendine gel! Sen, üzüntüye, kahra lâyık veya müstahak değilsin. Yaşaman, asıl senin yaşaman lâzım. Hiç kimse, yaşamayı senin kadar hak edemez. Anladın mı? Sen, öyle birisin işte. Bunu belle, buna inan. Şendeki altın yürek, altın da lâf mı, o …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâcık, Bazıları öyledir, okumazlar, ciddî düşünemezler. Gene de aydın olmaktan vazgeçemezler. Hatta aydın kişi oldukları için kendilerinde mutlu bir baht, gizli de olsa, bir müstesnalık bulurlar. Bu, bir toplum derdidir. Ferdi bunlardan ötürü ayıplamak pek doğru ve yerinde olmaz. Bilirsin ki insan, muhitiyle doğru orantılı gelişir, örnekleşir vs. Şimdi bunları niye yazıyorum değil mi? Aramızda …| Cafrande Kültür Sanat
Mesele vermekle bitmezmiş meğer. Kabul ettirmek, yüzümü dönünce bir kenara alelade fazladan ve hurda bir nen gibi attırmamak varmış. Öğrettin, sağ ol. Leylâ, Sevmeyi, neleri nice ya da nasıl sevmeyi, (nedenli ya zırva da olsa) sana öğretmek, kabul ettirmek gibi bir çabam olamaz elbet. Bu her şeyden önce sana saygısızlık, seni önemsemezlik olur. Gelgelelim …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim Canım, Nasıl bir cehennemdeyim bilsen. Ciddî şekilde sağlığından endişedeyim. Gitgide idee fixe halini almağa başlıyor. Bir boklar yerim herhal. Ses et, buradayım de, ne dersen de, sağ olduğun bileyim tek. Hayattan, candan da tatlı dostluklar vardır. Çok yaşadım böylesini. Ne bileyim -affet- felek denedi de bizi, namuslu çıktık. Neyse. Diyeceğim seninki böylesi de değil, …| Cafrande Kültür Sanat