Tevfik Kanoğlu ile Ankara, Tunalı taraflarında, önceden anlaştığımız üzere buluştuk. Söyleşi için kendisi İstanbul’a gelmeyi teklif etse de ben teklifini kibarca reddettim, şu sıralar zaten onun şehrinde bulunacağımı, oraya gelmemin planlı bir şey olmadığını veya bir iş yorgunluğu ifade etmeyeceğini belirttim, neyse ki konu çok uzamadı, bir karara varmış olduk şimdi burada görüşmekle. Karşılaşır karşılaşmaz,...DEVAMINI OKU| Terrabayt
Hemen hemen bir aya yaklaşıyor İstanbul’dan ayrılışımız. Annem telefonda sınav günü sana geldiğini, birçok konuları konuştuğunuzu iletti. Annemin de seni böyle sevmesi beni sevindiriyor. Çünkü annem kimseye karşı duygularını belli etmeyen bir insandır. Fatoş’u beklediğini söyledi. Kim bilir nasıl sevinmişindir Fatoş’un gelişine. Paskalya tatili için mi geldi? Fatoş senin yanında olunca, senin gözlerinde bambaşka bir …| Cafrande Kültür Sanat
Ama her şeyden önemli olan, yaşayabilmek… Biz, kimse ile yaşayamıyorsak da, kendimizle yaşayan, kendi içimizde gece gündüz mücadele eden insanlarız. Ben de her zaman yaşamın kendisini yazı dünyasından daha önemli bulduğum için, bakmaya, algılamaya, insanlarla konuşmaya devam ediyorum. Sevgili Leylâ’cığım, En sevgili arkadaşıma üç aydır mektup yazamadım. Bunun baş nedeni, bir “iç monolog” olarak sürekli …| Cafrande Kültür Sanat
“İstanbul’dan ayrılalı 10 ay oluyor. En çok Mehmet’in ‘kız özlersin, insan memleketini özler’ sözcükleri kulaklarımı çınlatıyor. Biraz kesin gibi görülen –tabii hiçbir şey kesin değil– bu ayrılık, bana oldukça güç geldi. Bu toplumu iyice gözetledim. Kitap, dergi, gazeteleri ile kavramaya çalıştım. İnsan ruhu olarak yaşamayan bir toplum. Dinamizmi de yok. Almanlar’a da hiç benzemiyorlar. Hepsi …| Cafrande Kültür Sanat
Günümüzde yaygınlığını yitirmesine, eski usul kalmasına rağmen mektupların yeri her zaman farklıdır. Mektupların sıcaklığı, samimiyeti, titrek bir el yazısının kişiye anlatabileceği çok şey vardır. Tezer Özlü’den Leylâ Erbil’e Mektuplar1 kitabının sonunda Tezer Özlü’nün el yazısından örnekler görüyoruz. Evet, mektuplar kişiseldir. Merak duygusu, bir yazarı her şeyiyle tanımak isteme dürtüsü bize onların mektuplarını, günlüklerini ve ger...| Cafrande Kültür Sanat
Leylim, İngiltere’ye gittiğini gazetede okudum. Bu nedenle -dönüş zamanını bilmediğimden- sana teşekkürde geciktim. “Eski Sevgili”yi roman boyutlarında ele alabilirdin. Gene de çok güzel. Adını bana danışsaydın, “Eski” yerine “Ölümsüz” ya da “Sonsuz” olmasını isterdim. Uygunu, yakışığı budur çünkü. Neyse, bu konuda fırsat bulunca konuşuruz. Yahut yazışırız. Sana Dr. ismail Beşikçi’nin imzalı kitabını gönderiyorum. İlgilenir, yara...| Cafrande Kültür Sanat
Deniz tutkum çok küçükken başladı. İyi yüzen annem Sefika, bir bebeğin korkmazsa boğulmayacağım bilirdi. Çünkü bebelerin doğal ortamı sudur. Ceninler su içinde yasarlar dokuz ay. Bir dergide, tüy gibi saçları kafalarına yapışmış, yüzleri gözleri ıslak, keyifle yüzen altı yedi aylık bebeklerin fotoğraflarını görmüştüm. Onları korkutan su değil, suyun soğukluğuymuş meğer. Eğer su beden ısısındaysa, bütün …| Cafrande Kültür Sanat
Her yönüyle mükemmel bir planınız yoksa asla bir bankayı soymaya kalkmayın. Ben yaptım bunu. Mükemmel bir planım yokken hadi daha açık söyleyeyim en küçük bir planım yokken banka soymaya kalktım. Sonuç mu? Soydum bankayı. Ama siz yapmayın. Küçük bir banka şubesiydi, bizim mahallede. Tam önünden geçerken aniden karar verdim ve daldım içeri. Bankonun önünde iki …| Cafrande Kültür Sanat
EMRİN OLURSA, ESİRGEME EMİ? Leylim Canım, Mektubunu hemen yanıtlamayı çok isterdim. Ne var ki başım belâdaydı. Üstelik bana verdiğin işi iyi kötü bir sona erdirmeden yazmak da gelmedi içimden. Tahmin edebileceğin belirli çevrelerin ve kişilerin bütün edepsizlik ve kalleşliğine rağmen sürgün işini iyi sayılacak bir sona vardırdım. Karar dün çıktı. Burada kalıyorum. KİRPİ’ni de bugün …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâ’m, Kardeş Çocuk! Bu kadarı da çok oldu. Ne oluyorsun yahu? Gelince bir temiz ıslatıcam seni. Kendine gel! Sen, üzüntüye, kahra lâyık veya müstahak değilsin. Yaşaman, asıl senin yaşaman lâzım. Hiç kimse, yaşamayı senin kadar hak edemez. Anladın mı? Sen, öyle birisin işte. Bunu belle, buna inan. Şendeki altın yürek, altın da lâf mı, o …| Cafrande Kültür Sanat
Ama galiba mezarımıza sadece haysiyeti götüreceğiz. (Sayfa: 36) Dost, Bunu da alınca gidersin herhal. Bir gitmeden bir de gider gitmez yaz. Hiç sevmem böyle olmayı. Yoksun, garipsi, yenik. Bugünler böyleyim ama. Bir ölçüsüzlük ya da idrâk bulanıklığı bu. Senin oradan göçün, bir yeni ayrılıkmış gibi koyuyor bana. Oysa ha orada, ha daha ötelerde olmuşun. Bunun …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâ Önce sana böyle bir kâğıda yazdığım için özür dilerim. Bu akşam birçok defa başlayıp sonunu getiremediğim bir hikâyeyi tamamlamaya çalıştım. Fakat nafile, insan aklını bir şeye verdi mi kurtulamıyor ondan. Daima düşünmekle ve daima da aynı şeyi düşünmekle insan aşkın bir fikri-işgâl olduğunu kabul ediyor. Sonra ben Leylâ mütemadiyen şiddetli bir arzu ile bir …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâcık, Bazıları öyledir, okumazlar, ciddî düşünemezler. Gene de aydın olmaktan vazgeçemezler. Hatta aydın kişi oldukları için kendilerinde mutlu bir baht, gizli de olsa, bir müstesnalık bulurlar. Bu, bir toplum derdidir. Ferdi bunlardan ötürü ayıplamak pek doğru ve yerinde olmaz. Bilirsin ki insan, muhitiyle doğru orantılı gelişir, örnekleşir vs. Şimdi bunları niye yazıyorum değil mi? Aramızda …| Cafrande Kültür Sanat
“Başka neyim var bu dünyada, sen söyle sevgili?” Ve korkuyorum. Korkum şu: Annenin, ablanın istediği tipte bir kadın olma yolunda hızla gidiyorsun. Sana ÖLÜM’den İNTİHAR’dan sık sık açmamın asıl sebebi bu sevgilim. Sen bunu istemez, bundan tiksinirsin gerçi. Ama yaşayışın buna götürmeğe uygun bir eğilimde. O zaman da bana ölmek düşer. Ben hocalık ettim Leylim. …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim, yarı canım. Eve gelmeden gidip mektubunu aldım. Ne kadar şanssız adam olduğumu bir kez daha anladım. Ne olurdu o namussuz odacı mektubu bir gün geç atmasaydı! Ama “birinci” cıgarasından üç günde soğuduğuna göre, benim burada bu gecikme işi için hayıflanmam da boşuna! Mektupta yazdığına, anlattığına, orada yüz yüze iken ne diye hiç dokunmadın, dokundurtmadın? …| Cafrande Kültür Sanat
Mesele vermekle bitmezmiş meğer. Kabul ettirmek, yüzümü dönünce bir kenara alelade fazladan ve hurda bir nen gibi attırmamak varmış. Öğrettin, sağ ol. Leylâ, Sevmeyi, neleri nice ya da nasıl sevmeyi, (nedenli ya zırva da olsa) sana öğretmek, kabul ettirmek gibi bir çabam olamaz elbet. Bu her şeyden önce sana saygısızlık, seni önemsemezlik olur. Gelgelelim …| Cafrande Kültür Sanat
“Her yerde belki yaşamadan yaşadım. Bir evde doğdum. Komşuda esmer bir kız sevdim. Sabahleyin uyandığım zaman onun belirsiz hayaliyle uyanırdım. İçimde o vardı. Nereye gidersem beraber giderdi. İşimde karşımdaydı. Onu akşamleyin komşu kızlarıyla kapı önünde gördüğüm zaman; ne vakit bütün mahrumiyetlerine, kederine, sevincine, derdine, dertsizliğine katılacağımı; onunla nasıl beraber üzüleceğimi, sonra nasıl gülüşeceğimizi, ellerini, yüzünü, …| Cafrande Kültür Sanat
R. Luraghi’nin, E Yayınevi’nin “Belgeler, Bilgiler, Bölgeler” dizisi arasında çıkan Sömürgecilik Tarihi adlı yapıtını okudum. Halim İnal’ın dilimize çevirdiği bu kitapta yazar şu soruyu sormakla işe başlıyor: “Eskiler sömürgeci olmuşlar mıydı?” Böylece eski sömürgecilikle Rönesanstan sonra gelişen modern sömürgeciliği birbirinden ayırıyor. Modern çağların ve günümüzün ürünü olan sömürgecilikle eski çağların “halkı başka yerler...| Cafrande Kültür Sanat
“Cemo, Kurban, Ha geldin ha geleceksin diye sana yazamadım. Mızo, senin ay başında geleceğini söylemişti. O gün, bugündür hep yolunu gözledim. Mektup da yazmadığın için neden gelmediğini bilemiyor bu yüzden de kötü şeyler düşünüyorum. Aklıma senin ya da Elo’nun hastalandığı geliyor. Sonra kendime bozulup ‘İyi şeyler düşünmelisin!’ diye komut veriyorum. Yazın için teşekkürler. Pek çok …| Cafrande Kültür Sanat
Tolstoy, 1891’de bir İngiliz dergisinde “En muhteşem 100 kitap” başlıklı bir listeyi ve içindekileri görünce sinirlenir ve kendi listesini hazırlamaya karar verir. Bir Rus yayıncıya yazdığı 25 Ekim 1881 tarihli mektupta kendisini en çok etkileyen 45 kitabın adını verirve şöyle der: “Başladığım ama bitiremediğim bu listeyi basılması için değil, senin dikkatine gönderiyorum, çünkü hâlâ tamamlanmaktan …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik mi, Barış mı? Sayın Bayım, Bana yazarak, “Hıristiyan duruş ve gerçek barış adına”, Kuzey Amerika Birleşik Devletleri’yle İngiltere arasındaki meseleye ilişkin görüşümü belirtmemi istiyor ve “ulusların, yakında, uluslararası barışı teminat altına alacak yegane yola uyandırılabilmesi” umudunu dile getiriyorsunuz. Ben de aynı umudu besliyorum. Aynı umudu besliyorum çünkü zamanımızda vatanseverliği yüceltip, genç kuşağı bu batıl …| Cafrande Kültür Sanat
Hükümran sınıflar orduyu, okulları, dini, basını ve parayı ellerinde tutarlar. Okullarda, kendi halklarını tüm halkların en iyisi ve daima haklı olarak tasvir eden tarihler aracılığıyla çocuklarda vatanseverlik ateşini tutuştururlar; yetişkinler arasında bu duyguyu, nümayişler, yıl dönümleri, abideler ve yalancı vatansever bir basınla tutuştururlar; ve her şeyden önce, diğer milletlere karşı her türlü haksızlık ve gaddarlığı …| Cafrande Kültür Sanat
İşçi kesiminin durumunun düzelmesi için bir tek şey gereklidir: Gelecekteki düzeni düşünmeden, kendilerine hükmedenlerin arzusuyla bizatihi kendilerine uyguladıkları zorbalıktan kurtulmak. Halkı, azınlığın yararına olarak kendi kendilerine uyguladıkları zorbalıktan nasıl kurtarmak gerekir? Tek bir yanıt olabilir: İşçi kesimi zorbalıktan, ne türden ve hangi koşullar altında olursa olsun, bu zorbalığa katılmaktan vazgeçtiği takdirde kurtulabilir. DEVRİMCİY...| Cafrande Kültür Sanat
“Dünyada barış!”, ancak insanlar orduları dağıttıklarında ve kendilerine ne yapılmasını istiyorlarsa diğer insanlara da aynısını yaptıklarında, gelebilir. Günümüzde insanların, onsuz varolamayacaklarını düşündükleri bu iktidarlar nedir gerçekte? Belki bir zamanlar bu iktidarlar gerekliydi ve örgütlenmiş komşular karşısındaki savunmasızlığa nazaran ehvenişerdi, ama artık devletler, iktidarlar gereksizleşmiştir ve halklarını korkuttukları tü...| Cafrande Kültür Sanat
Yurt Soruyu Tolstoy sormuştu: “İnsana Ne Kadar Toprak Lazım?” Öyküde, daha fazla toprak uğruna canından olan bir adamı anlatıyordu. Altmışına yaklaşan, doğru bir hayat sürüp sürmediğini sorgulayan, uçsuz bucaksız topraklarım topraksız köylülere dağıtmak isteyen Tolstoy’un yanıtı açıktı. İnsana cansız bedenin sığacağı kadar toprak lazım. Amery soruyu değiştirdi: “İnsan Yurda Ne Kadar İhtiyaç Duyar?” Soruyu yedi …| Cafrande Kültür Sanat
Mevcut siyasi yapının sonucunda son derece ayrıcalıklı bir konumda duranlar, insanları hükümet otoritesinden mahrum etmenin büyük bir karmaşaya yol açacağını, herkesin birbiriyle savaşa girişeceğini zannediyorlar. Sanki, hayvanların (hiçbir siyasi zorlama olmaksızın barış içinde bir arada yaşayan hayvanların) değil de, davranışlarına sadece nefret ve çılgınlığın hükmettiği korkunç mahlukların bir arada yaşamasından bahsediyorlar. Onlar insanları öy...| Cafrande Kültür Sanat
Tolstoy’un görüşüne göre, “devlet, insanları birbirine bağlayan veya yöneten bir ip veya zincir veya kırbaç, insanların uzuvlarını, burunlarını, kulaklarını veya kafalarını kesen bir balta veya bıçak – bu araçlarla tehdit edilmelerini sağlayan bir uygulamadır.” Devlet himayesinde yaşadıkları için, modern insanlar kendilerini “kaçamayacakları bir şiddet kısırdöngüsünün içinde sıkışmış hissetmektedirler.” Tolstoy, devleti vatandaşlarını ...| Cafrande Kültür Sanat
Ötanaziye inanan ender hekimlerden biri olan yakın dostum Profesör Gencay Gürsoy’a çoktan vasiyet ettim bunu. Üzüldü, duraksadı. Bir süre sustuktan sonra, “bu hafta içinde bana böyle bir vasiyette bulunan ikinci kişisiniz” dedi. Birinci kişi, sevgili arkadaşım Aziz Nesin’miş. Aziz ölünce, Gencay’a “işin kolaylaştı; artık bir kişi kaldı” dedim. Biliyorsundur ki, kendini öldüren her insan, bilinçli …| Cafrande Kültür Sanat
Tek korkusuz kural: Yalnız, yalnız, yalnız olmaktır. Davranışlarında ve düşüncelerinde bir başka insanın varlığını hesaba katmadan bir gün geçirebildiğin zaman, kendini cesur bir insan sayabilirsin. İnsan artık istemediği zaman elde eder bazı şeyleri. Aynı zamanda sana bir şey öğretmeyen her türlü acı boşuna çekilmiş bir acıdır. Acı çekmenin ne belalı bir iş olduğunu bildiğin için, …| Cafrande Kültür Sanat
Neden tasalanmak? Gene 1929’daki gibi başıboş şiirler yazıyorum; çalışmadığım için, hayatın ortasında tek başıma ve mutsuz olarak aylaklık ettiğim için sıkılıyorum; çevremde olup bitenleri görerek öfkeleniyorum. Eksik olan ne? Geçip giden yedi yıl mı? Pöh! Gençliğin hiç önemli bir yeri oldu mu benim uğraşımda? Hem bu yedi yıl yitip gitmeseydi de, benim için iyi sonuçlansaydı, …| Cafrande Kültür Sanat
Bir yerde doğmuş olmanın, onu kanımda hissetmenin ve şu ya da bu ürün alındığını umursamadan daha şimdiden atalarımla yan yana nerdeyse birlikte gömülmüş olmanın ne anlama geldiğini orada ve o zaman anladım. Neden Canelli’ye, Barbaresco’ya ya da Alba’ya değil de buaya döndüm, bir nedeni var bunun. Burada doğmadığım nerdeyse kesin gibi; nerede doğduğumu ise bilmiyorum. …| Cafrande Kültür Sanat
“Acı çekmek hiçbir anlamda bir ayrıcalık, bir soyluluk belirtisi, Tanrı’yı hatırlatan bir özellik değildir. Acı çekmek hayvanca, insanı hırpalayan, sıradan, gereksiz ve hava gibi doğal bir şeydir. Elle tutulamayacak bir şeydir acı; insan ne kavrayabilir, ne de karşı çıkılabilir; zaman içinde vardır- zamanla aynı şeydir; olmadık zamanlarda insanın karşısına çıkması sadece kendisini izleyen anlarda, insanın …| Cafrande Kültür Sanat
Maskeli oyuncuların giysileri, maskelerini çıkardıkları zaman da kendilerine yakışacak türden, güzel, uygun şeyler olmalı; Türk, asker, denizci gibi beylik sahne kılıkları olmamalı; bunlarda genellikle soytarılar, satirler, şebekler, vahşiler, hokkabazlar, hayvanlar, cinler, cadılar, Habeşler, cüceler, Türkler, su perileri, köylüler, sevgi tanrıları, canlı heykeller ile benzerleri yer alagelmiştir. Melekler ise bunlar arasına konmak için yeterince gülünç değ...| Cafrande Kültür Sanat
Tezer Özlüyü anlamak için stadyumlardan ve ekranlardan fışkıran “En büyük türkiyeh! başka büyük yok!” inlemelerinin dışında bir yerlerden de ülkeyi seyretmek gerekiyor. Türkiye, aslında âşığı olduğu bu topraklar acılarına acı katmıştır Tezer’in. Din kökenli ilkellik, resmi ideolojinin sarmalında özgür aklı boğmuştur bu ülkede. Buyurgan, yasakçı, ataerkil toplumun yatışmak bilmez gizli şiddeti sadece on yılda bir sıkıyönetim dönemlerind...| Cafrande Kültür Sanat
Burada ilk kez, yaşamın durgunluğu ve günlük pratik yaşamın hiçbir sorun çıkartmaması nedeniyle “zaman”ı algıladım. Zamanı algılamanın çok olumlu yanları var. İnsanı biraz durgunluk düşüncesine itse de… zamanı algılayarak yaşamayı özlemiştim. Yeni yılın ilk mektubunu sana yazıyorum. Yalnız bu arada İsviçre klavye ve elektronik daktiloya alıştığım için, benim bu küçük daktilo ile yazmak çok güç …| Cafrande Kültür Sanat
Pazartesi sabahı, henüz kentin üzerinde pus var, iki gün biraz yağmur yağdı. Deniz, 13 Ağustos’tan beri okula gidiyor. O nedenle ben de erkenden kalkıyorum. Okul, 8’de başlıyor, cumartesi de. Üç gün öğleden sonra okul yok. Deniz, Ezel’in kızı ile de bol bol arkadaşlık ediyor. Bazen ikisi yüzmeye, bazen de şehir merkezine gidiyorlar, birbirlerini seviyorlar. Cuma …| Cafrande Kültür Sanat
Bir sabah uyandığımda koltuk altımda 2 ceviz, göğsümde 5cm. bir taş parçası buldum. Koltuk altı lenflerim kanser demek. Bunu kesemezsin ki. Aylarca düşünce ile bunu yenmeye çalıştım. Korku ağır bastı. Depresyon geçirdim. 20 gün yatakta beni kayışla bağlı tuttular. Göğsümdeki rahatsızlığı bile bile bana verdikleri ilaç kanser için en zararlı ilaç. O kayış içinde 2-3 …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim, Mektubunla da başladın kırmağa beni. Vurmağa beni. Bi bakıma bu da gerekli. Biri gerek sana, provasız vurasın, kırasın diye. Beni seçtiğine iyi ettin. Katlanırım. Üzmem seni, yanıtlayıp çileden çıkarmam hiç değilse. Bak canım, her ikisine de bir saygısızlığım, bir özel sevisizliğim yok ama beni Said’Ie, Nevzat’la bir tutmam gene de -aşağılanma demeyeyim- “sıradan biri …| Cafrande Kültür Sanat
Türkiye’de en çok baskısı yapılan kitaplar listesine giren dizeleri dilden dile dolaşan Ahmed Arif’in tek kitabına adını veren ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ şiirinin son dizelerinde “Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/ Üşüyorum, kapama gözlerini…” diye söz ettiği gözler geçtiğimiz temmuz ayında kapandı. Yalnızca bu şiire değil kitapta yer alan pek çok dizeye ilham veren bu kişi ünlü yazar …| Cafrande Kültür Sanat
Benim de bütün yazdıklarım senindir. Kabul etmeni dilerim. Zaten bundan böyle senin imzanla yayın yapmağa karar verdim. Takma ad sevmiyorum. Tabii sana göndermeden, kendiliğimden yapmam bunu. Kabul edeceğine ve ağzını sıkı tutacağına inanıyorum. Sevgili ve Aziz bir tane Leylâ, İlettiğin kazağı aldım. İki ellerinden öperim. Bundan önce yazdığım mektup için affını dilerim. Bazı çok çekilmez, …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâ, Sevmeyi, neleri nice ya da nasıl sevmeyi, (nedenli ya zırva da olsa) sana öğretmek, kabul ettirmek gibi bir çabam olamaz elbet. Bu her şeyden önce sana saygısızlık, seni önemsemezlik olur. Gelgelelim -bu benim kara bahtımdır- sana kul, sana divâne olmanın “aşırılığını” sevmediğini söylüyorsun. Bir doz, bir ayar meselesinden çok, bir çeşit acımaklı tersleme! Bu …| Cafrande Kültür Sanat
Charlie Chaplin’in dediği gibi “Dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı!” Ama o da bencileyin hayalci. Nerede o cici anneler, namuslu, bilimci öğretmenler, yiğit şairler? Belki 2000 yılından sonra… Ah be! Çıktın en sonu kutudan! Ama ne çıkış… Başım, sırtım sancılı, şöyle bir uğrayım demiştim. İyi etmişim. Önce ağız dolusu kalayı bastım sana. Şundan: …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim Canım, Nasıl bir cehennemdeyim bilsen. Ciddî şekilde sağlığından endişedeyim. Gitgide idee fixe halini almağa başlıyor. Bir boklar yerim herhal. Ses et, buradayım de, ne dersen de, sağ olduğun bileyim tek. Hayattan, candan da tatlı dostluklar vardır. Çok yaşadım böylesini. Ne bileyim -affet- felek denedi de bizi, namuslu çıktık. Neyse. Diyeceğim seninki böylesi de değil, …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâ, Zalim Leylâ! Bu, benimki dördüncü. Oysaki senden bir tek mektup aldım. O belâlı ve korkunç ilk mektubun, yani 4-1, ben mağlubum… Ben, belki yazamazdım da, melânkolim ve serseriliğim tutar da yazamaz, boş verirdimse, sen yazacak, “bu oğlan, öldü mü kaldı mı?” diye sen arayacaktm, değil mi? Bari bu suskunluğun sebepli ve hayırlı olsa ve …| Cafrande Kültür Sanat
Sevgili Canım, Geldi. Mektubun, üç kitap ve bir dergi. Sağ ol, öperim seni. İstediğin gibi, hemen şiir göndermeği nasıl isterdim bilsen. Dağınık, henüz toparlayamadım. Sağlam mısralar yakaladığımı sanıyorum. Bu hali, bilhassa kendinde, bir kısırlık, bir tükenme saymanı asla kabul edemiycem. Say sanatçının belirli özelliğidir bu. Biz (ve hele sen!) ne makine ne de hamalız! Sayıca …| Cafrande Kültür Sanat
Bugün radyoda Federal Almanya’da geçen yıl intihar edenlerin sayısını verdiler. 13 bini aşıyor. Günde 50 kişi. Ne korkunç bir sayı. Anarşiden öte. Burada kapitalist gelişimin bunalımını yaşayan insanların çıkmazı ve sorunları bizden daha mı güç, bilemiyorum. Sana ne kadar uzun süredir yazamadım. Ben de bu gece yarım ile iki arası uyudum. Yatarken camın öbür ucunda …| Cafrande Kültür Sanat
Sevgili Cemo, İşte sana üç fotoğraf! Daha çok olabilirdi ama bunları bulduk. Yeni eve henüz yerleşemedik. Herşey altüst. Her ne hal ise beni hoş gör. Fotoğraflardan biri üniversitedeki k kimlik cüzdanından büyütülmedir. Hani o saçın ortadan ayrılmış olanı. Biri ihtilâlde (1960) Ülke’deyken ki, biri de iki halim. Saçın yandan taranmasıyla doğruca arkaya taranması arasında, insanın …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik ve İktidar Vatanseverlik insanları birleştirmeye değil, yabancılaştırmaya ve bölmeye hizmet eder Vatanseverliğin günümüzde gayri-tabii, irrasyonel ve zararlı bir duygu olduğu, insanlığı muzdarip eden illetlerin büyük bir kısmının sebebi olduğu ve dolayısıyla bu duygunun, şimdiki gibi işlenmemesi gerektiği, tersine tüm rasyonel insani yollardan bastırılması ve kazınıp atılması gerektiği düşüncesini halihazırda birkaç kez ifade ettim. Ama …| Cafrande Kültür Sanat
İnsanlara savaşın bir kötülük olduğu söylediğinizde, “bunu bilmeyen mi var?” diye gülerler. Yurtseverliğin de kötülük olduğunu söylediğinizde, buna da birçok insan hak verir ama küçük bir itirazda bulunur: “Evet, yurtseverlik kötüdür, ama bizim yaşadığımız yurtseverlik farklıdır,” derler. Fakat bu yurtseverliğin iyi taraflarını hiç kimse açıklamaz. Eğer, birçok insanın dediği gibi, iyi yurtseverlik fatih olmamak ise, …| Cafrande Kültür Sanat
Rus, Leh, Alman olmadan önce insan olduğumuzu, bir öğretmenin takipçileri olduğumuzu, bir Baba’nın çocukları olduğumuzu, kardeş olduğumuzu ikrarla. Ve bunu, makalenizde gayet mükemmel gösterdiğiniz üzere, Leh ulusunun en iyi temsilcileri anlamıştır ve anlamaktadır. Günbegün, tüm dünya çapında giderek daha çok insan tarafından anlaşılmaktadır bu. Dolayısıyla, devlet şiddetinin günleri artık sayılıdır ve sadece boyunduruk altındaki ulusların …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik ve İktidar İnsanların eğitilmiş hayvanlar gibi koşuşturdukları ve servet uğruna birbirinin kuyusunu kazmaktan başka bir şey düşünmedikleri bir dünyada, varsın kaçık olduğumu düşünsün insanlar, yine de, içimde hep, Dağdaki Vaaz’da çok güzel ifade edilen, ilahi barış tasavvurunu hissediyorum. En kati kanaatim şu ki, savaş yalnızca daha büyük çaplı bir ticarettir, halkların mutluluğuyla yapılan haris …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverliğin zararlı ve irrasyonel oluşunun insanlara aşikar görünmesi beklenirdi. Ama şaşırtıcı vaziyet şu ki, kültürlü ve okumuş adamlar bunu bizzat görmemekle kalmıyorlar, vatanseverliğin zararlı ve irrasyonel oluşunun her türlü ifşasına, herhangi bir rasyonel temelden yoksun en koyu bağnazlık ve hararetle de direniyorlar ve onun yararlarıyla yüceliğini övmeye devam ediyorlar. Bu ne anlama geliyor? Öncesi↓ https://www.cafrande.org/tolstoy-vatanseverlik-...| Cafrande Kültür Sanat
İz sürmek, bir deyiş olarak avcının avının peşine düşmesi ya da birinin nereye gittiğini, ne yaptığını anlamak için geride bıraktıklarını takip etmek demek. Sadece edebiyat alanında değil, sanatta, felsefede, bilimde ve daha çok pek çok alanda değişik iz sürme haritalarına rastlarız. Okur olarak, peşine düştüğümüz yazarın sevdiği yazarlar, bizim de yazarlarımız haline gelir. Onun yaşadığı …| Cafrande Kültür Sanat
Notos’un Soruşturması: 135 Seçicinin Önerdiği 97 Romancı Arasından Seçilen 40 Romancı Çağdaş Türk romanının geçen yüzyılının 40 romancısını edebiyatımızın kamuoyunu oluşturan büyük bir seçici kurul seçti. Daha önce yapılmış edebiyat soruşturmalarında bu denli geniş bir seçici listesi oluşturulmamıştı. Dolayısıyla bu kez sonuç daha önemli. Nitelikli tartışmalara yol açabilir. Aynı zamanda tarihsel bir dönem saptaması yerine …| Cafrande Kültür Sanat
İnsanın en fenasında bir iyi tarafın bulunduğunu biliyoruz. Biz o iyi tarafı bulmaya, ondan istifade etmeye mahkûmuz, mecburuz. Birtakım İnsanlar Önceleri Ali Rıza içmeyince daha güzel konuşur, bir işi, bir hadiseyi daha iyi kavrarken, bütün bunların yerini bir alıklık almış; ayık hiçbir gün bulamadığı tabii hale dönmek için çok içmek lazım gelmeye başlamıştı. Sabahleyin uyandığı […] SAİT FAİK: İNSANLARI OLDUKLARI GİBİ DEĞİL, OLMALARI GEREKTİ...| Cafrande Kültür Sanat
SUÇLU BİR ÇOCUK GİBİYDİM ÖNÜNDE “Ne de olsa, yürekli olmanın belli sonuçları var. Önce şuna karşılık vereyim: Filozof ve Psikoanalizci Otto Gross o kadar haksız değil anlaşılan, örneğin; benim durumum uyuyor onun dediklerine, duygularımı, gücümü böylesine harcıyorum da, gene ölmüyorum! Sonra da şuna karşılık ve- eyim: Geleceği düşündüğüm yok, bilmiyorum çünkü. Bildiğim şu: Senden ayrı […] KAFKA: BAŞIMI DİZLERİNE KOYSAM, ELİNİ DUYSAM SA...| Cafrande Kültür Sanat
Hayır, böyle davranmaya alışık değildi, bu yüzden de kendini sinirli ve gergin hissediyordu. Fakat yakınlıklarının daha başında, ressamın kendisinden serbest ve şaşırtıcı aşk gösterileri beklediğini, onunla kendisini her şeyden, her tür kural, utanma ve tutukluktan kurtulmuş, tamamen serbest ve rahat hissetmesini istiyordu. “Hiçbir şey istemiyorum, sadece özgürlüğünü ver bana, kişisel özgürlüğünü, tüm özgürlüğünü!” demek, ressamın […] KUND...| Cafrande Kültür Sanat
Yolun sonuna ulaşmak için, güneş ışınları, lacivert gök çizgisi boyunca uzanan kemerlerin birbirinden ayırdığı soğuk duvarları yalayarak dümdüz inmek zorunda. Dümdüz iniyor güneş ışınları, duvarlara gelişigüzel oyulmuş pencerelerden, pencere eşiklerindeki tencerelere ekili fesleğen ve kekiklerden, iplere asılı çamaşırlardan aşağı; sonra daha aşağı, basamaklı ve çakıl döşeli, ortada katır sidiği için bir suyolunun bulunduğu kaldırım taşına...| Cafrande Kültür Sanat
“Size söylemedim mi? Annem ben üç yaşındayken ölmüş. Daha yirmi sekiz yaşındayken, küçük kardeşimi doğururken hayatını kaybetmiş. Güzel bir kadın olduğunu söylerler, ama onu hiç hatırlamıyorum, hiç.” “Ya karınız? Mathilde’de bu sihirli gülümseyiş var mıydı?” “Hayır. Bundan eminim. Mathilde güzel bir kadındır, ama gülümsemesinin hiçbir gücü yok benim üzerimde. Bu gülümsemenin on yaşındaki Mary’de olup […] NIETZSCHE AĞLADIĞINDA: ...| Cafrande Kültür Sanat
Kafka’nın eserlerinde sevgi Edebiyat tarihinde modernist ve varoluşçu akımların önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Kafka’nın eserlerinde sevgi, genellikle karmaşık ve çelişkili bir şekilde işlenir. Onun kurgusal dünyası, sıklıkla yalnızlık, yabancılaşma ve iletişimsizlik temalarıyla doludur. Karakterlerinin çoğu, sevgiye ulaşmaya çalışırken, sıklıkla başarısız olurlar veya içsel çatışmalarla karşılaşırlar. Kafka’nın eserlerindeki...| Cafrande Kültür Sanat
Prens konuk salonundan çıkıp odasına gitti, kapısını kapadı. Onu teselli etmek için Kolya hemen koşmuştu arkasından. Zavallı çocuk şimdi ondan ayrılamayacak gibiydi. — Orada kalmamakla iyi ettiniz, dedi. Şimdi deminkinden de büyük bir fırtına kopacak orada. Şu Nastasya Filippovna yüzünden her gün aynı şey oluyor… Prens, — Gerçekten de çok sorunlu bir eviniz var Kolya, […] ALÇAKLAR DÜRÜSTLERİ SEVER, BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? – DOSTOYEVSKİ yazısı ilk...| Cafrande Kültür Sanat
Ben anlamıyorum! Ya sen? Cehennemliklerin suçu seks ve içki idi. Cennetliklerin mükafatı da seks ve içki.. Gelecektekiler bizim saflığımıza gülüyorlar.. Sen anlıyor musun? Ben anlamıyorum! Huri ile fahişenin farkı nedir? Biri Allah’ ın çalışanı, diğeri kulunun.. İnananlarına rüşvet olarak Huri veren Allah ve Genelev olan Cennet! Hangisi günahsız? Çaresizlikten karnını böyle doyuran fahişe mi? Yoksa […] SADIK HİDAYET: HURİ İLE FAHİŞENİN FARKI NEDİR? ...| Cafrande Kültür Sanat
♦ “Ben şuna inanıyorum, sevgi insana her şeyi yaptırabilir bir de sevgisizlik.” José Mauro De Vasconcelos’un 1968 tarihli romanı, yoksul bir ailenin beş yaşındaki üyesi olan Zezé’nin çocukluğunu konu ediniyor. İlk acıyı, hayal kırıklığını, hayatı öğrenmeye başlayan küçük Zezé’nin her geçen gün yeni keşiflerde bulunduğu dünyası bir çocuk gözünden okuyucuya aktarılıyor. José Mauro De Vasconcelos’un […] “SANA AİT OLAN SENİ BULUR!” V...| Cafrande Kültür Sanat
Buyurgan, yasakçı, ataerkil toplumun yatışmak bilmez gizli şiddeti, sadece on yılda bir sıkıyönetim dönemlerinde değil, sivil yönetimlerde de insan ilişkilerinin tüm alanlarını kaplamış, yurttaşların tümünü hasta etmiş, cehenneme çevirmiştir yaşamı. Hele Tezer gibi kozmopolit kültür sahibi insanlarınkini. Çengelköy’de deniz kıyısında, caminin avlusunda o bildik yüzyıllık çınarın dibindeyiz. Ana gövde ikinci bir çınar doğurmuş, o da …| Cafrande Kültür Sanat
Tezer’le asıl dostluğumuz o, Erden Kıral’la evlendikten sonra, genç bir kadın olduğunda derinleşti. Kızı Deniz’in doğumundan (1973) sonra, bizim de Arnavutköy’e taşınmamızla her an birbirimizi görme fırsatı doğdu. Dostluğumuza, Hastalığa ve Ölüm Meleğine Dair Tezer’i tanıdığımda, o henüz kırmızı ekose etekli on üç, on dört yaşlarında bir çocuk. Ablası Sezer (Duru) ile birlikte, ağabeyleri kırk …| Cafrande Kültür Sanat
İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü Mektup Aşkları’yla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer, kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti. İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı. Ortak dostumuz Harald Schmidt’in de tanık olduğu, daha sonra eşi Hans Peter’e yinelediği bu isteği ise bu kitapçıkla …| Cafrande Kültür Sanat
Benim işler, şöyle böyle sevgilim… Bu sıra kötüye gidiyor. Belli olmaz ama bir ihtimâl bu, belki hiç göremiycem seni. Belki sana yazamayacağım, seni aramaktan çekineceğim, sakınacağım bir yerlere götürürler. Hiçbir şey yapamam, Allah kahretsin, üstelik anlarım da olacakları. Nidelim kardeşçiğim? Belki de bir köşede işimi bitirirler! Merhaba, Bu ara yazamadım, bağışla! Ama kim bilir, belki …| Cafrande Kültür Sanat
Ben seni düşünüp seni konuşmaktan başka bir şey yapamıyorum Ferit Edgü: “Güzin ve Abidin, bir aydın sorumluluğuyla, hem ülkenin dertleriyle, sorunlarıyla ilgilenmiş, hem gittikleri yere o sorunları da birlikte götürmüş, düşünmüş, ellerinden geldiğince çalışmış, üretmiş, yaratmış iki insan. Günümüz gençlerinin bu küçük kitapçıkta bir araya gelen bu özel mektuplardan alacakları önemlice iki ders olduğuna inanıyorum. …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik ve İktidar Pek yaşlı olmayan günümüz insanlarının bile hatırlayacağı üzere, kısa bir süre önce, Hıristiyan halk arasında vatanseverliğin yol açtığı şaşırtıcı esrimeyi en bariz biçimde gösteren bir hadise yaşandı. Almanya’nın hükümran sınıfları, kendi halk yığınlarının vatanseverliğini öyle tutuşturdular ki, XIX. yüzyılın ikinci yarısında, istisnasız tüm erkeklerin asker olmasını öngören bir yasa teklifi verildi; tüm …| Cafrande Kültür Sanat
“Sende Beşiktaşlı tipi var…” Tüh ulan, yakalandık iyi mi? Yine… Tanıyanlar bilir, ağzımda bakla ıslanmaz. Öyle gizli örgüt üyesi falan olamam. Biraz içki ve kıyak bir manita eşliğinde her şeyi okurum. Ve fakat benden, olmadığım bir figür yaratma heveslileri, “çok şahane bi’ delikanlı” olduğumu, tek kusurumun, Fenerbahçe’ye olan tutkum olduğunu söyler. Yekten söyleyeyim; “Bana içine …| Cafrande Kültür Sanat
Daha Özal piyasada yokken, daha doğrusu ortada “serbest” piyasa yokken, hür teşebbüs denen şeyin, hayatımıza bu denli yön vereceğine uyanmıştım bir şekilde. “Şaaans, kadeeer, kısmeeet, talihine 25 kuruş” adlı talih oyunuyla başladım işe. İki çeşidi vardır bu oyunun. Bakkaldan, en büyük ikramiyesi koca bir çikolata olan seyyar bir vitrin ve kazınmaya hazır yuvarlak delikli çarkıfelek …| Cafrande Kültür Sanat
Tezgah’ta sıradan bir gün. Okul sıkıntım yok; demek ki haziran falan. Mehmet’ti galiba ismi, gördüğüm en orijinal eskici göründü uzaktan. Her gelişinde, mutlaka bir mavra döner. Kitap okur, müzik dinler, sinemaya gider, değişik bir herif. Kocaman bir Motorola telefonu vardı mesela, kahveye sokmuyorlarmış, televizyonu bozduğu için, günlerce bunun yaygarasını yaptı. Neyse, vitesli el arabasıyla yanaştı …| Cafrande Kültür Sanat
Dün akşam arzu ettiğin gibi Adele’im, bu mektubu sana geri vermiş olsaydım, çok üzülecektim; bende yarattığı korkunç düşüncelere rağmen, bu mektup benim için çok değerli, çünkü beni hâlâ sevdiğini ispatlıyor. Mutlulukla itiraf ediyorum ki, hatalı olan yalnızca benim ve gerçek bir pişmanlıkla, beni affetmen için yalvarıyorum sana. Hayır, Adele’im, seni cezalandırmak benim ne haddime! Seni …| Cafrande Kültür Sanat
İsviçre’nin en büyük yazarı Robert Walser, yaşamının son 26 yılını burada akıl hastanesinde geçirmiş, 1956’da ölene dek. Bu büyük yazara ekmek bile vermemiş bu ülke, uşaklık bile yapmış bu adam, çevreye uymadığı için tımarhanede kalmış 26 yıl, Thomas Mann’dan, “edebiyatın emperyalisti” diye söz ediyor, ne kadar haklı. “Yalnız korkak ve yaşam canlılığı göstermeyenleri küçümsüyorum!” diyor, …| Cafrande Kültür Sanat
11 Ocak 1863: ‘Okudu mu günceyi bilmiyorum.’(43) 24 Nisan 1863: ‘Liova ile ilişkilerimden hoşnut değilim. Kişiliğimle ilgili konular beni tedirgin ediyor ve utandırıyor, acaba neden? Pişmanlık duyacak bir şey yapmadım, ona karşı suçlu da değilim… Ama bu satırları onun okuyacağını düşününce de tedirgin oluyorum. Benim istediğim nedir?.. Açıklanamaz bu.’(53) 26 Mart 1865: ‘Şu anda sanırım …| Cafrande Kültür Sanat
Neredeyse her gün kavga ediyorum annemle. Bir geliyorum okuldan, yine aynı manzara: bahçenin ortasında, alt bağlamaya yarayan bezler, bir gece öncenin suç delilleri olan çarşaf ve yorgan ve benim kırılan erkeklik gururum asılı. Komşu kızı yan bahçeden pis pis gülerek bakıyor bana. Mahalleliler, kurban bayramlarında kestikleri koyunların taşaklarını bizim eve getiriyor, altına işeyene iyi gelir …| Cafrande Kültür Sanat
Şiddet karşıtı görüşleri ve eylemleriyle dünya düşünce tarihine altın harflerle kazınan Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy ile Hindistan’ın ruhani lideri Mahatma Gandhi, 20. yüzyılın ilk yıllarında mektuplaşmaya başladı. Kötülük karşısında ahlaki mükemmeliyetçilikten taviz verilmeden nasıl mücadele edilebileceği bu yazışmalarda detaylandırıldı. Mektuplar aracılığıyla birbirlerine görüşlerini anlatmaya devam eden Tolstoy ile Gandhi’nin konuşmal...| Cafrande Kültür Sanat
Dünyanın yaratılışından beri öldürmenin fiziksel ve ahlaki açıdan kötü olduğu bilindiği halde, neden milyonlarca insan birbirini öldürdü? Tarihsel olayların tarihçilerin anlattığı şekilde tasvir edilmesini kabul etmemem. Bu rastlantı değildi, kaçınılmaz olarak oldu. Tarihçi ve ressam, tarihsel bir dönemi tasvir ederken, kesinlikle farklı iki nesneye sahiptir. Eğer tarihçi olarak, tarihsel kişiyi bütünlüğüyle, yaşamın bütün yönlerine karşı …| Cafrande Kültür Sanat
Savaş ve Barış, Türkçe’ye ilk kez Ali Kami Akyüz tarafından 1938 yılında, Fransızca’dan 328 sayfalık bir özet olarak çevrildi. Kitabın yayıncısı, dönemin en önemli yayınevlerinden biri olan Hilmi Kitabevi’nin sahibi İbrahim Hilmi, Harb ve Sulh adıyla yayımlanan kitaba yazdığı önsözde, romanın aslında dört ciltte 2000 sayfa olduğunu ve böyle bir romanı yayımlamanın o gün için …| Cafrande Kültür Sanat
Beş yıl boyunca, uygun yaşam koşullarında, kesintisiz ve sıra dışı bir biçimde emek harcayarak hazırladığım bu eseri yayımlarken, birkaç sözle eser hakkındaki görüşlerimi dile getirmek ve bu arada okurlarda uyandırabileceği şaşkınlığın önüne geçmek istiyorum. Okurların kitabımda benim istemediğim ya da dile getirmeyi başaramadığım bir şeyleri görüp aramamalarını, ilgilerini tam olarak benim dile getirmek istediğim, ama …| Cafrande Kültür Sanat
“42 yıl Lev’le birlikte yaşadım, hayatı paylaştım. Ama nasıl bir adam olduğunu hala anlamış değilim!..” Z. Heyzen Ateş: Leo Tolstoy’un evinde herkesin bir günlüğü vardı, herkes öyle ya da böyle yazmaya vakit ayırıyordu. Büyük yazarın kendisi ciltlerce günlük tutmuş ve öldüğü güne kadar yazmayı sürdürmüştü. Doktoru, sekreteri, öğrencileri, çocukları ve karısı da günlük tutuyorlardı. Bu …| Cafrande Kültür Sanat
Yeşil Sinekler Toplanılacak yer bellidir. Yaz ve ter içinde, ufkun ardını düşlemeden yaşlanır hurma ağaçları. Bugün dünden daha önemlidir. Ancak katiller hiçbir şey olmamış gibi yenileniyorlar. Her gün yeniden doğuyorlar. Uykularında rüya görecek fırsatları bile olmadan bu katiller tarafından öldürülüyorlar. Sayıların önemi yoktur. Kimse kimseden yardım istemiyor. Berriye’de sözcükler çığlıklarını arıyor, ve yankı yaralı bir …| Cafrande Kültür Sanat
“Öz-nefret, şüphe, delilik içinde boğuluyorum ve rutini ezberi reddedecek, basitleştirecek kadar bile güçlü değilim.” “Tesadüfdür ki hiçbir zaman cümlelerim kısa olmadı her zaman konuşacak çok şeyim vardı susmak nedir bilmiyordum sessiz çığlıklarım içimde dinlenmekten bıkmışlardı…” “Benim hayatımın amacı ne ve onunla ne halt edeceğim? Bilmiyorum ve korkuyorum. Asla istediğim bütün kitapları okuyamayacağım; olmak istediğim bütün …| Cafrande Kültür Sanat
“Dünya nimetlerini ömrü boyunca hor gören Buda nefis bir domuz kızartmasını tıka basa atıştırdığı için göçüp gitmiş. Tarihçi böyle söylüyor. Güneşte leke arayan küçük adamın uydurduğu bir yalan mı bu, bilmiyorum. En yavuz ermişlerin, en çetin kahramanların zaman zaman nasıl çamurlaştıklarını görmek, küçük insanlar için hain, buruk ve zehirli bir teselli. İnsan kendi varlığını her …| Cafrande Kültür Sanat
Nazım Hikmet’in Tolstoy’un ‘Savaş ve Barış’ın çevirisi üzerine mektuplarından notlar Savaş ve Barış, Türkçe’ye ilk kez Ali Kami Akyüz tarafından 1938 yılında, Fransızca’dan 328 sayfalık bir özet olarak çevrildi. Kitabın yayıncısı, dönemin en önemli yayınevlerinden biri olan Hilmi Kitabevi’nin sahibi İbrahim Hilmi, Harb ve Sulh adıyla yayımlanan kitaba yazdığı önsözde, romanın aslında dört ciltte 2000 …| Cafrande Kültür Sanat