Zamana meydan okuyan iki sanatçı... Biri, özgürlüğün sonsuzluğuna sürgün… Diğeri, kelimelerle ve duvarlarla örülü bir evrende, varlığın sınırlarında sıkışmış… 1941 yılının kavurucu yazıydı. Adana, pamuk tarlalarından yükselen sıcak buharın ağırlığı altında baygın bir sessizliğe gömülmüştü. Güneşin yakıcı ışıkları sapsarı toprağı kavuruyor, ufku yutan toz bulutları havada asılı duruyordu. Küçük bir kahvehanenin gölgeli köşe...