İngiliz filozof, matematikçi, tarihçi ve toplum eleştirmeni Bertrand Russell (18 Mayıs 1872 – 2 Şubat 1970) Hayatının çeşitli dönemlerinde kendisini liberal, sosyalist ve pasifist olarak tanıtmış, ayrıca hiçbirine derinden bağlı olmadığını itiraf etmiştir. 1959’da BBC’nin Face-to-Face programına katılan Russell’a kapanış sorusu olarak en son: “Bundan 1000 yıl sonra yaşayan bir kuşağa, yaşadığınız hayat ve dünya […] RUSSELL’IN KENDİSİNDE...| Cafrande Kültür Sanat
İşin Saçmalığı Kopuş hiçbir yerde işyerinde olduğundan daha gerekli değildir. Ama kopuş başka hiçbir yerde işyerindeki kadar da zor değildir. Çünkü ev ve arabanın, kocaman kaşıklar ve kolalı peçetelerle lokantalarda akşam yemeklerinin ve taşrada begonvilli villalarda tatilin parasını iş öder (alternatifiyse bir yan sokakta, alevli bidonun etrafında sosyalleşmek olabilir pekâlâ). İşe verilen muazzam zaman ve …| Cafrande Kültür Sanat
Karşılaştırmalı Olgular Arkeolojik çözümleme söylemsel oluşumları belirginleştirir ve betimler. Bu, arkeolojik çözümlemenin söylemsel oluşumları birbirleriyle karşılaştırmak, bulundukları eşanlılık içinde birbirlerinin karşısına koymak, aynı zaman içerisinde bulunmayanlardan onları ayırdetmek, özelliğini alabildikleri şeyin içinde kendilerini kuşatan ve onlara genel eleman hizmeti gören söylemsel olmayan uygulamalarla onları ilişkiye sokmak zorunda o...| Cafrande Kültür Sanat
Maskeli oyuncuların giysileri, maskelerini çıkardıkları zaman da kendilerine yakışacak türden, güzel, uygun şeyler olmalı; Türk, asker, denizci gibi beylik sahne kılıkları olmamalı; bunlarda genellikle soytarılar, satirler, şebekler, vahşiler, hokkabazlar, hayvanlar, cinler, cadılar, Habeşler, cüceler, Türkler, su perileri, köylüler, sevgi tanrıları, canlı heykeller ile benzerleri yer alagelmiştir. Melekler ise bunlar arasına konmak için yeterince gülünç değ...| Cafrande Kültür Sanat
Sartre Sartre’ı Anlatıyor Filozofun 70 Yaşındaki Otoportresi M.C.: Peki bu on yılı nasıl doldurmayı düşünüyorsunuz? J-P.S.: Hazırlamakta olduğum, ve esasen yapıtımın parçası olmaları gerektiğini düşündüğüm o TV programları gibi çalışmalarla. Simone de Beauvoir’la başladığımız, Sözcükler’in devamı olan ama bu kez temalar halinde düzenlenecek ve, artık bir üsluba sahip olamayacağıma göre, Sözcükler’in üslubunu da taşımayacak olan …| Cafrande Kültür Sanat
Tezer Özlüyü anlamak için stadyumlardan ve ekranlardan fışkıran “En büyük türkiyeh! başka büyük yok!” inlemelerinin dışında bir yerlerden de ülkeyi seyretmek gerekiyor. Türkiye, aslında âşığı olduğu bu topraklar acılarına acı katmıştır Tezer’in. Din kökenli ilkellik, resmi ideolojinin sarmalında özgür aklı boğmuştur bu ülkede. Buyurgan, yasakçı, ataerkil toplumun yatışmak bilmez gizli şiddeti sadece on yılda bir sıkıyönetim dönemlerind...| Cafrande Kültür Sanat
Hemen hemen bir aya yaklaşıyor İstanbul’dan ayrılışımız. Annem telefonda sınav günü sana geldiğini, birçok konuları konuştuğunuzu iletti. Annemin de seni böyle sevmesi beni sevindiriyor. Çünkü annem kimseye karşı duygularını belli etmeyen bir insandır. Fatoş’u beklediğini söyledi. Kim bilir nasıl sevinmişindir Fatoş’un gelişine. Paskalya tatili için mi geldi? Fatoş senin yanında olunca, senin gözlerinde bambaşka bir …| Cafrande Kültür Sanat
Burada ilk kez, yaşamın durgunluğu ve günlük pratik yaşamın hiçbir sorun çıkartmaması nedeniyle “zaman”ı algıladım. Zamanı algılamanın çok olumlu yanları var. İnsanı biraz durgunluk düşüncesine itse de… zamanı algılayarak yaşamayı özlemiştim. Yeni yılın ilk mektubunu sana yazıyorum. Yalnız bu arada İsviçre klavye ve elektronik daktiloya alıştığım için, benim bu küçük daktilo ile yazmak çok güç …| Cafrande Kültür Sanat
Pazartesi sabahı, henüz kentin üzerinde pus var, iki gün biraz yağmur yağdı. Deniz, 13 Ağustos’tan beri okula gidiyor. O nedenle ben de erkenden kalkıyorum. Okul, 8’de başlıyor, cumartesi de. Üç gün öğleden sonra okul yok. Deniz, Ezel’in kızı ile de bol bol arkadaşlık ediyor. Bazen ikisi yüzmeye, bazen de şehir merkezine gidiyorlar, birbirlerini seviyorlar. Cuma …| Cafrande Kültür Sanat
Bir sabah uyandığımda koltuk altımda 2 ceviz, göğsümde 5cm. bir taş parçası buldum. Koltuk altı lenflerim kanser demek. Bunu kesemezsin ki. Aylarca düşünce ile bunu yenmeye çalıştım. Korku ağır bastı. Depresyon geçirdim. 20 gün yatakta beni kayışla bağlı tuttular. Göğsümdeki rahatsızlığı bile bile bana verdikleri ilaç kanser için en zararlı ilaç. O kayış içinde 2-3 …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim, Mektubunla da başladın kırmağa beni. Vurmağa beni. Bi bakıma bu da gerekli. Biri gerek sana, provasız vurasın, kırasın diye. Beni seçtiğine iyi ettin. Katlanırım. Üzmem seni, yanıtlayıp çileden çıkarmam hiç değilse. Bak canım, her ikisine de bir saygısızlığım, bir özel sevisizliğim yok ama beni Said’Ie, Nevzat’la bir tutmam gene de -aşağılanma demeyeyim- “sıradan biri …| Cafrande Kültür Sanat
Türkiye’de en çok baskısı yapılan kitaplar listesine giren dizeleri dilden dile dolaşan Ahmed Arif’in tek kitabına adını veren ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ şiirinin son dizelerinde “Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/ Üşüyorum, kapama gözlerini…” diye söz ettiği gözler geçtiğimiz temmuz ayında kapandı. Yalnızca bu şiire değil kitapta yer alan pek çok dizeye ilham veren bu kişi ünlü yazar …| Cafrande Kültür Sanat
Benim de bütün yazdıklarım senindir. Kabul etmeni dilerim. Zaten bundan böyle senin imzanla yayın yapmağa karar verdim. Takma ad sevmiyorum. Tabii sana göndermeden, kendiliğimden yapmam bunu. Kabul edeceğine ve ağzını sıkı tutacağına inanıyorum. Sevgili ve Aziz bir tane Leylâ, İlettiğin kazağı aldım. İki ellerinden öperim. Bundan önce yazdığım mektup için affını dilerim. Bazı çok çekilmez, …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâ, Sevmeyi, neleri nice ya da nasıl sevmeyi, (nedenli ya zırva da olsa) sana öğretmek, kabul ettirmek gibi bir çabam olamaz elbet. Bu her şeyden önce sana saygısızlık, seni önemsemezlik olur. Gelgelelim -bu benim kara bahtımdır- sana kul, sana divâne olmanın “aşırılığını” sevmediğini söylüyorsun. Bir doz, bir ayar meselesinden çok, bir çeşit acımaklı tersleme! Bu …| Cafrande Kültür Sanat
Charlie Chaplin’in dediği gibi “Dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı!” Ama o da bencileyin hayalci. Nerede o cici anneler, namuslu, bilimci öğretmenler, yiğit şairler? Belki 2000 yılından sonra… Ah be! Çıktın en sonu kutudan! Ama ne çıkış… Başım, sırtım sancılı, şöyle bir uğrayım demiştim. İyi etmişim. Önce ağız dolusu kalayı bastım sana. Şundan: …| Cafrande Kültür Sanat
Leylim Canım, Nasıl bir cehennemdeyim bilsen. Ciddî şekilde sağlığından endişedeyim. Gitgide idee fixe halini almağa başlıyor. Bir boklar yerim herhal. Ses et, buradayım de, ne dersen de, sağ olduğun bileyim tek. Hayattan, candan da tatlı dostluklar vardır. Çok yaşadım böylesini. Ne bileyim -affet- felek denedi de bizi, namuslu çıktık. Neyse. Diyeceğim seninki böylesi de değil, …| Cafrande Kültür Sanat
Leylâ, Zalim Leylâ! Bu, benimki dördüncü. Oysaki senden bir tek mektup aldım. O belâlı ve korkunç ilk mektubun, yani 4-1, ben mağlubum… Ben, belki yazamazdım da, melânkolim ve serseriliğim tutar da yazamaz, boş verirdimse, sen yazacak, “bu oğlan, öldü mü kaldı mı?” diye sen arayacaktm, değil mi? Bari bu suskunluğun sebepli ve hayırlı olsa ve …| Cafrande Kültür Sanat
Sevgili Canım, Geldi. Mektubun, üç kitap ve bir dergi. Sağ ol, öperim seni. İstediğin gibi, hemen şiir göndermeği nasıl isterdim bilsen. Dağınık, henüz toparlayamadım. Sağlam mısralar yakaladığımı sanıyorum. Bu hali, bilhassa kendinde, bir kısırlık, bir tükenme saymanı asla kabul edemiycem. Say sanatçının belirli özelliğidir bu. Biz (ve hele sen!) ne makine ne de hamalız! Sayıca …| Cafrande Kültür Sanat
Revue des Deux Mondes dergisinde Tolstoy üstüne bir yazı okuyorum, meğer milletinin diniyle çok ilgilenirmiş Tolstoy, tıpkı İngiltere’de George Eliot gibi. Tolstoy’un din konusunda yazdığı bir kitap olacak, adı sanırım ki Benim Dinim’dir, kimbilir ne güzel bir kitaptır bu yazıdan anladığıma göre, İsa dininin her zaman gerçek kalacak yönlerini ve bütün dinlere ortak olan değerleri …| Cafrande Kültür Sanat
Bugün radyoda Federal Almanya’da geçen yıl intihar edenlerin sayısını verdiler. 13 bini aşıyor. Günde 50 kişi. Ne korkunç bir sayı. Anarşiden öte. Burada kapitalist gelişimin bunalımını yaşayan insanların çıkmazı ve sorunları bizden daha mı güç, bilemiyorum. Sana ne kadar uzun süredir yazamadım. Ben de bu gece yarım ile iki arası uyudum. Yatarken camın öbür ucunda …| Cafrande Kültür Sanat
Yeniden düşündüğümde, o öğleden sonranın ne kadar korkunç olduğunu daha iyi anlıyorum. Babam, beni Chapultepec korusunda yürüyüşe götürmüştü. Orayı, yaşlı sedir ağaçlarından ötürü özel olarak severdi. Pek çok kez olduğu gibi kol kola yürüyorduk; bana kimi yerleri, insanları, olağandışı durumları, renkleri gösteriyordu. Gözünden pek az şey kaçardı. Onun gözlem biçiminden çok şey öğrenmişimdir. Görünüşte böylesine …| Cafrande Kültür Sanat
Ömrümde ilk okuduğum roman Alphonse Daudet’nin : Le Petit Cime idi. Ondan sonra Kerem ile Aslı’yı okudum. Bu bir ortaçağ türkülü hikayesidir. Kuruluş biçimi La Chanson de Roland’ın tıpkısıdır . Bu hikayeyi okumak yasaktı. Onu okuyanlar karasevdaya tutuluyor, deliriyordu. Bu hikaye üstüne, onu okuyanlar için halk arasında daha çok şeyler anlatılıyor, karasevdaya tutulanlara örnek gösteriliyordu. …| Cafrande Kültür Sanat
Sevgili Cemo, İşte sana üç fotoğraf! Daha çok olabilirdi ama bunları bulduk. Yeni eve henüz yerleşemedik. Herşey altüst. Her ne hal ise beni hoş gör. Fotoğraflardan biri üniversitedeki k kimlik cüzdanından büyütülmedir. Hani o saçın ortadan ayrılmış olanı. Biri ihtilâlde (1960) Ülke’deyken ki, biri de iki halim. Saçın yandan taranmasıyla doğruca arkaya taranması arasında, insanın …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik mi, Barış mı? Sayın Bayım, Bana yazarak, “Hıristiyan duruş ve gerçek barış adına”, Kuzey Amerika Birleşik Devletleri’yle İngiltere arasındaki meseleye ilişkin görüşümü belirtmemi istiyor ve “ulusların, yakında, uluslararası barışı teminat altına alacak yegane yola uyandırılabilmesi” umudunu dile getiriyorsunuz. Ben de aynı umudu besliyorum. Aynı umudu besliyorum çünkü zamanımızda vatanseverliği yüceltip, genç kuşağı bu batıl …| Cafrande Kültür Sanat
Hükümran sınıflar orduyu, okulları, dini, basını ve parayı ellerinde tutarlar. Okullarda, kendi halklarını tüm halkların en iyisi ve daima haklı olarak tasvir eden tarihler aracılığıyla çocuklarda vatanseverlik ateşini tutuştururlar; yetişkinler arasında bu duyguyu, nümayişler, yıl dönümleri, abideler ve yalancı vatansever bir basınla tutuştururlar; ve her şeyden önce, diğer milletlere karşı her türlü haksızlık ve gaddarlığı …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik ve İktidar Vatanseverlik insanları birleştirmeye değil, yabancılaştırmaya ve bölmeye hizmet eder Vatanseverliğin günümüzde gayri-tabii, irrasyonel ve zararlı bir duygu olduğu, insanlığı muzdarip eden illetlerin büyük bir kısmının sebebi olduğu ve dolayısıyla bu duygunun, şimdiki gibi işlenmemesi gerektiği, tersine tüm rasyonel insani yollardan bastırılması ve kazınıp atılması gerektiği düşüncesini halihazırda birkaç kez ifade ettim. Ama …| Cafrande Kültür Sanat
“Dünyada barış!”, ancak insanlar orduları dağıttıklarında ve kendilerine ne yapılmasını istiyorlarsa diğer insanlara da aynısını yaptıklarında, gelebilir. Günümüzde insanların, onsuz varolamayacaklarını düşündükleri bu iktidarlar nedir gerçekte? Belki bir zamanlar bu iktidarlar gerekliydi ve örgütlenmiş komşular karşısındaki savunmasızlığa nazaran ehvenişerdi, ama artık devletler, iktidarlar gereksizleşmiştir ve halklarını korkuttukları tü...| Cafrande Kültür Sanat
İnsanlara savaşın bir kötülük olduğu söylediğinizde, “bunu bilmeyen mi var?” diye gülerler. Yurtseverliğin de kötülük olduğunu söylediğinizde, buna da birçok insan hak verir ama küçük bir itirazda bulunur: “Evet, yurtseverlik kötüdür, ama bizim yaşadığımız yurtseverlik farklıdır,” derler. Fakat bu yurtseverliğin iyi taraflarını hiç kimse açıklamaz. Eğer, birçok insanın dediği gibi, iyi yurtseverlik fatih olmamak ise, …| Cafrande Kültür Sanat
Rus, Leh, Alman olmadan önce insan olduğumuzu, bir öğretmenin takipçileri olduğumuzu, bir Baba’nın çocukları olduğumuzu, kardeş olduğumuzu ikrarla. Ve bunu, makalenizde gayet mükemmel gösterdiğiniz üzere, Leh ulusunun en iyi temsilcileri anlamıştır ve anlamaktadır. Günbegün, tüm dünya çapında giderek daha çok insan tarafından anlaşılmaktadır bu. Dolayısıyla, devlet şiddetinin günleri artık sayılıdır ve sadece boyunduruk altındaki ulusların …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik ve İktidar İnsanların eğitilmiş hayvanlar gibi koşuşturdukları ve servet uğruna birbirinin kuyusunu kazmaktan başka bir şey düşünmedikleri bir dünyada, varsın kaçık olduğumu düşünsün insanlar, yine de, içimde hep, Dağdaki Vaaz’da çok güzel ifade edilen, ilahi barış tasavvurunu hissediyorum. En kati kanaatim şu ki, savaş yalnızca daha büyük çaplı bir ticarettir, halkların mutluluğuyla yapılan haris …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverliğin zararlı ve irrasyonel oluşunun insanlara aşikar görünmesi beklenirdi. Ama şaşırtıcı vaziyet şu ki, kültürlü ve okumuş adamlar bunu bizzat görmemekle kalmıyorlar, vatanseverliğin zararlı ve irrasyonel oluşunun her türlü ifşasına, herhangi bir rasyonel temelden yoksun en koyu bağnazlık ve hararetle de direniyorlar ve onun yararlarıyla yüceliğini övmeye devam ediyorlar. Bu ne anlama geliyor? Öncesi↓ https://www.cafrande.org/tolstoy-vatanseverlik-...| Cafrande Kültür Sanat
Sinema tarihimizin en önemli yapıtlarından sayılan Yol filminin çekim hikâyesi de kendisi gibi eşsiz ve çarpıcı. Yılmaz Güney’in Yol filminin en çarpıcı sahnelerinden biri, Tarık Akan’ın canlandırdığı Seyit Ali’nin, kayınpederinin evine gidişi (en çarpıcısı ise kuşkusuz aynı yolda karısı ve oğluyla dönüşü). Seyit, ailenin lekelenen namusunu temizlemek için yola koyulmuştur ama esasında ne yapacağını bilememektedir. …| Cafrande Kültür Sanat
15 yıl önce bu kitabın ilk taslakları üzerinde çalışırken zaman zaman tereddüte kapılmaktan kendimi alamamıştım: Acaba bunca emeğe değer mi? Üst üste film çekmek ve bu arada ortaya çıkan teorik sorunları kendim için, öylesine, pratikte çözüp geçmek daha iyi olmaz mı? Ne var ki çalışma hayatım, uzun yıllar, yeni bir filme başlamadan önce katlanmak zorunda …| Cafrande Kültür Sanat
Nejat İşler, “Kendi hikâyemizi anlatalım,” diyerek yazdığı Gerçek Hesap Bu adlı kitabında sadece anılarına değil, hayatında bir şekilde büyük-küçük yer etmiş şarkılara, kitaplara ve elbette filmlere de yer veriyor. “Türk sinemasında Gemide filminin ödül alması çok büyük devrimdi,” yorumundan, “Annem ve babam, ben doğmadan evvel, ismimin ‘Nejat’ olması konusunda anlaşmış. En sevdikleri film olan Samanyolu’nun …| Cafrande Kültür Sanat
Meral Okay kendisi gibi erken yaşamını yitiren eşi Yaman Okay’ı anlatıyor: “Yaman benim eski arkadaşımdı… O, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oyuncuydu, ben de Ankara’da yaşayan bir öğrenciydim.O zamanların Ankara’sı, herkesin birbirini tanıdığı ve belirli yerlerde toplandığı bir yerdi. 70’li yıllardı ve kültür tüketicileri birbirlerini bir şekilde sıkça görürlerdi. Bizim müşterek arkadaşlarımız vardı, bunların başında Rutkay Aziz …| Cafrande Kültür Sanat
Che Guevara’nın (1928-1967) karısı Aleida March’ın efsanevi devrimci ile anılarını yazdığı “Che Guevara ile Hayatım” (Remembering Che: My Life with Che Guevara) adlı kitap 17 Nisan 2012’de çıktı. Aleida, bu kitapta devrim ateşiyle yanıp tutuştukları günlerde tanıştığı kocasına olan büyük aşkını, yoldaşlıklarını ve geleceğe dair planlarını anlatıyor. Aleida, 45 yıllık suskunluğun ardından aile albümünde yer …| Cafrande Kültür Sanat
Ankara’da İş Bankası Emek Şubesi soygunu. Beş kişi yaptık bu işi. Yusuf arabayı bulup getirdi; dışarıda kaldı, arabada bizi bekledi. Alp dışarıda kaldı; gözcüydü o. Biz üç kişi girdik içeri. Ben, Sinan, Hüseyin. Bir kere, heyecanlanmamak olanaksız. Ama bunun korkuyla hiçbir ilgisi yok. Hani çok hızlı giden bir arabada duyulan heyecan gibi. Bir gerilim. Yani, …| Cafrande Kültür Sanat
1 Eylül Vonnegut’un Mezbaha No: 5’ini okudum. Evet, pasifist ve iyi bir adam. Canlı bir yazım tarzı var. Fakat nerede bizim o mantıksız, yararsız, o muhteşem Rus tekniği. Ne üzücü. Filmin (Karşılaştırmalar) kitabında amcam Lyova’nın fotoğraflarını da kullanarak illüstrasyonlar yapmak iyi olacak. Eski kağıtları karıştırırken üniversitede Rublev üzerine yapılan bir tartışmanın kopyası geçti elime. Tanrım, …| Cafrande Kültür Sanat
İz sürmek, bir deyiş olarak avcının avının peşine düşmesi ya da birinin nereye gittiğini, ne yaptığını anlamak için geride bıraktıklarını takip etmek demek. Sadece edebiyat alanında değil, sanatta, felsefede, bilimde ve daha çok pek çok alanda değişik iz sürme haritalarına rastlarız. Okur olarak, peşine düştüğümüz yazarın sevdiği yazarlar, bizim de yazarlarımız haline gelir. Onun yaşadığı …| Cafrande Kültür Sanat
Kızgın, karşı konmaz, öfkeyle dolu, her şeyde aşırı, töreler konusunda görülmedik bir hayalleme sapışı taşıyan, bağnazlığa dek tanrısız… bir iki lafla ben böyleyim işte. Ya olduğum gibi alın ya da bir kez daha vurup öldürün beni. Çünkü değişmeyeceğim. Onu öldürmeyi seçtiler, önce hücrelerdeki sıkıntının ufacık ateşiyle, sonra lekelemekle, adını silmekle. Böylesi bir ölümü kendisi de …| Cafrande Kültür Sanat
Hayatımıza bir tatil duygusu veren, hep bir olup pazenden minder, şile bezinden perde, yazmadan masa örtüsü yaptığımız, kızlar yatakhanesi gibi koyun koyuna gülüştüğümüz geceler çok sürmedi. Başlangıçta çok güzel günler geçirmekle birlikte, zamanla başkalarıyla yaşamanın güçlüklerini anladım o evde. İyi tanıdığımı sandığım insanlarla bile, hiç beklemediğin konularda ortaya nasıl ciddi sorunlar çıktığını gördüm. Tadım kaçtı. …| Cafrande Kültür Sanat
Notos’un Soruşturması: 135 Seçicinin Önerdiği 97 Romancı Arasından Seçilen 40 Romancı Çağdaş Türk romanının geçen yüzyılının 40 romancısını edebiyatımızın kamuoyunu oluşturan büyük bir seçici kurul seçti. Daha önce yapılmış edebiyat soruşturmalarında bu denli geniş bir seçici listesi oluşturulmamıştı. Dolayısıyla bu kez sonuç daha önemli. Nitelikli tartışmalara yol açabilir. Aynı zamanda tarihsel bir dönem saptaması yerine …| Cafrande Kültür Sanat
Ayşe, Bu mektubu sana yazılmamış telakki edebilirsin. Bunu isteyerek yazmıyorum, sana çok dargınım, bunu mecbur olduğum için yazıyorum. Yazmasam deli olacağım. Sanki birisi bir yastıkla ağzımı burnumu tıkamış gibi: Ancak birisine içimi dökersem derin bir nefes almış kadar ferahlayacağım. Kime içimi dökebilirim? Beni senin kadar çok kim dinledi? Benim içimin dalgalarını senin kadar kim bilir? …| Cafrande Kültür Sanat
Askerlik Madem “ergen edebiyatı” denilen sularda yüzüyoruz, askerlik anısı eksik kalmasın… Elimden geleni yaptım askere gitmemek için, ne yalan söyleyeyim. Alnımın yazısıymış herhalde, Tuzla Piyade Okulu’nda buldum kendimi. Astek (asteğmen) olmamak için çevirdiğim numaralar tuttu. Kısa dönem oldum sınavdan sonra. “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” soğuğunda, memleketin hangi köşesine gideceğimiz okunuyor. İzmir, İstanbul, Ankara …| Cafrande Kültür Sanat
Tutukluluğumun başlangıcında en ağırıma giden şey kafamda hâlâ özgür adam düşüncelerinin bulunmasıydı. Örneğin birdenbire bir plajda olmayı, denize doğru ilerlemeyi canım isteyiveriyordu. Ayaklarımın altında ilk dalgaların seslerini, vücudumun suya girişini ve bundan duyduğum ferahlığı zihnimden geçirince, hapishane duvarlarının nasıl da dar olduğunu birdenbire hissediveriyordum. Fakat bu ancak birkaç ay sürdü. Sonraları yalnız tutuklu düşünceleri ...| Cafrande Kültür Sanat
İnsanın en fenasında bir iyi tarafın bulunduğunu biliyoruz. Biz o iyi tarafı bulmaya, ondan istifade etmeye mahkûmuz, mecburuz. Birtakım İnsanlar Önceleri Ali Rıza içmeyince daha güzel konuşur, bir işi, bir hadiseyi daha iyi kavrarken, bütün bunların yerini bir alıklık almış; ayık hiçbir gün bulamadığı tabii hale dönmek için çok içmek lazım gelmeye başlamıştı. Sabahleyin uyandığı […] SAİT FAİK: İNSANLARI OLDUKLARI GİBİ DEĞİL, OLMALARI GEREKTİ...| Cafrande Kültür Sanat
SUÇLU BİR ÇOCUK GİBİYDİM ÖNÜNDE “Ne de olsa, yürekli olmanın belli sonuçları var. Önce şuna karşılık vereyim: Filozof ve Psikoanalizci Otto Gross o kadar haksız değil anlaşılan, örneğin; benim durumum uyuyor onun dediklerine, duygularımı, gücümü böylesine harcıyorum da, gene ölmüyorum! Sonra da şuna karşılık ve- eyim: Geleceği düşündüğüm yok, bilmiyorum çünkü. Bildiğim şu: Senden ayrı […] KAFKA: BAŞIMI DİZLERİNE KOYSAM, ELİNİ DUYSAM SA...| Cafrande Kültür Sanat
Bir Fotoğrafı Anlamak Asıl adı Helmut Herzfelde olan John Heartfield, 1891 ‘de Berlin’de dünyaya geldi. Babası ünsüz bir şair, bir anarşist idi. Dinsel inançlara saygısızlıkta bulunduğu gerekçesiyle hapse atılma tehdidi yüzünden Almanya’yı terk eden baba, Avusturya’ya yerleşti. Helmut sekiz yaşındayken hem annesini hem de babasını kaybetti. Herzfelde ailesinin, eteklerindeki bir onnan kulübesinde yaşadığı köyün muhtarı […] BİR FOTOĞRAFI ANLAMAK: FO...| Cafrande Kültür Sanat
Hayır, böyle davranmaya alışık değildi, bu yüzden de kendini sinirli ve gergin hissediyordu. Fakat yakınlıklarının daha başında, ressamın kendisinden serbest ve şaşırtıcı aşk gösterileri beklediğini, onunla kendisini her şeyden, her tür kural, utanma ve tutukluktan kurtulmuş, tamamen serbest ve rahat hissetmesini istiyordu. “Hiçbir şey istemiyorum, sadece özgürlüğünü ver bana, kişisel özgürlüğünü, tüm özgürlüğünü!” demek, ressamın […] KUND...| Cafrande Kültür Sanat
Yolun sonuna ulaşmak için, güneş ışınları, lacivert gök çizgisi boyunca uzanan kemerlerin birbirinden ayırdığı soğuk duvarları yalayarak dümdüz inmek zorunda. Dümdüz iniyor güneş ışınları, duvarlara gelişigüzel oyulmuş pencerelerden, pencere eşiklerindeki tencerelere ekili fesleğen ve kekiklerden, iplere asılı çamaşırlardan aşağı; sonra daha aşağı, basamaklı ve çakıl döşeli, ortada katır sidiği için bir suyolunun bulunduğu kaldırım taşına...| Cafrande Kültür Sanat
Bu yaşam modeli insanlar için pek sağlıklı değil, ama ilaç endüstrisi için harika. ABD dünyada yasal olarak satılan uyku haplarının, sakinleştiricilerin ve diğer kimyasal uyuşturucuların yarısını, yasadışı satılan uyuşturucuların da yarıdan fazlasını tüketiyor. Eğer ABD’nin dünya nüfusunun ancak yüzde beşine sahip olduğu dikkate alınırsa bu az buz bir şey değil. Küreselleşme, püreselleşme Birkaç yıl öncesine […] KREDİNİN KİTLESEL YAYILIMI:...| Cafrande Kültür Sanat
“Size söylemedim mi? Annem ben üç yaşındayken ölmüş. Daha yirmi sekiz yaşındayken, küçük kardeşimi doğururken hayatını kaybetmiş. Güzel bir kadın olduğunu söylerler, ama onu hiç hatırlamıyorum, hiç.” “Ya karınız? Mathilde’de bu sihirli gülümseyiş var mıydı?” “Hayır. Bundan eminim. Mathilde güzel bir kadındır, ama gülümsemesinin hiçbir gücü yok benim üzerimde. Bu gülümsemenin on yaşındaki Mary’de olup […] NIETZSCHE AĞLADIĞINDA: ...| Cafrande Kültür Sanat
Anush, tarafından bestelenen beş perdelik eşsesli şiir dayalı tiyatro ilk olarak 1892 yılında Armen Tigranyan tarafından yazıldı. Üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda 1935 yılında bugünkü şekline ulaştı. Ermeni müzik tarihinin en önemli başarılarından biri olarak özel bir öneme sahip olmakla beraber Ulusal özelikler taşıyan Ermeni halk müziği ve kültürü esinlenen Ermeni müzik ve operasının ilk, belki […] ERMENİ OPERASININ EN ÖNEMLİ ÇALIŞMASI: AN...| Cafrande Kültür Sanat
Kafka’nın eserlerinde sevgi Edebiyat tarihinde modernist ve varoluşçu akımların önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Kafka’nın eserlerinde sevgi, genellikle karmaşık ve çelişkili bir şekilde işlenir. Onun kurgusal dünyası, sıklıkla yalnızlık, yabancılaşma ve iletişimsizlik temalarıyla doludur. Karakterlerinin çoğu, sevgiye ulaşmaya çalışırken, sıklıkla başarısız olurlar veya içsel çatışmalarla karşılaşırlar. Kafka’nın eserlerindeki...| Cafrande Kültür Sanat
Axiom Of Choice, Fars müziğinde yeni bir soluk getirmek amacıyla 1992 yılında Ramin Tolkian ve Mammad Mohsenzadeh tarafından kuruldu. İki Fars, bir Ermeni ve bir Yunan sanatçıdan oluşan grup, çeşitli etnik kökenlerden oluşması itibari ile zengin bir etkileşime sahip. Asıl olarak bu köklü kültürel mirastan beslenen Axiom Of Choice, geleneksel (klasik) İran müziğini batı müziğiyle harmanlıyor. […] İRAN’DAN MODERN RİTİMLER AXİOM OF CHOİCE VE POPÜLER ŞA...| Cafrande Kültür Sanat
Friedrich Nietzsche, “Ahlakın Soykütüğü” adlı eserinde genellikle geleneksel ahlak anlayışını sorgular ve insanın ahlaki değerleri nereden aldığını araştırır. Nietzsche, ahlaki değerlerin toplumsal normlar ve kültürel öğretiler tarafından belirlendiğini savunur ve bireyin kendi değerlerini yaratması gerektiğini öne sürer. Ayrıca, ahlakın kökenlerini güç ilişkilerine ve insan doğasına bağlar. Orta Sınıfın Ahlakının Kökünde Ne Yatar? * “Peki ...| Cafrande Kültür Sanat
Henry Miller (1946) düşman üzerine şunları yazmıştı: “Evet, kimdir düşman? Korkunç bir canavardır mutlaka, yoksa onun yüzünden savaş alanlarına çıkmazdık.” Düşmanlara, kendilik nefretimizin hedef taşı olarak ihtiyaç duyarız. Anne-babalarımızın bizde aşağıladıkları veya reddettikleri şeyler için cezalandırmak üzere düşmanlar ararız. Düşmanlar bizi kendi yaralanmışlığımızı görmekten uzak tutarlar. İnsan başkalarını cezalandırabildiği, ...| Cafrande Kültür Sanat
Prens konuk salonundan çıkıp odasına gitti, kapısını kapadı. Onu teselli etmek için Kolya hemen koşmuştu arkasından. Zavallı çocuk şimdi ondan ayrılamayacak gibiydi. — Orada kalmamakla iyi ettiniz, dedi. Şimdi deminkinden de büyük bir fırtına kopacak orada. Şu Nastasya Filippovna yüzünden her gün aynı şey oluyor… Prens, — Gerçekten de çok sorunlu bir eviniz var Kolya, […] ALÇAKLAR DÜRÜSTLERİ SEVER, BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? – DOSTOYEVSKİ yazısı ilk...| Cafrande Kültür Sanat
Ben anlamıyorum! Ya sen? Cehennemliklerin suçu seks ve içki idi. Cennetliklerin mükafatı da seks ve içki.. Gelecektekiler bizim saflığımıza gülüyorlar.. Sen anlıyor musun? Ben anlamıyorum! Huri ile fahişenin farkı nedir? Biri Allah’ ın çalışanı, diğeri kulunun.. İnananlarına rüşvet olarak Huri veren Allah ve Genelev olan Cennet! Hangisi günahsız? Çaresizlikten karnını böyle doyuran fahişe mi? Yoksa […] SADIK HİDAYET: HURİ İLE FAHİŞENİN FARKI NEDİR? ...| Cafrande Kültür Sanat
♦ “Ben şuna inanıyorum, sevgi insana her şeyi yaptırabilir bir de sevgisizlik.” José Mauro De Vasconcelos’un 1968 tarihli romanı, yoksul bir ailenin beş yaşındaki üyesi olan Zezé’nin çocukluğunu konu ediniyor. İlk acıyı, hayal kırıklığını, hayatı öğrenmeye başlayan küçük Zezé’nin her geçen gün yeni keşiflerde bulunduğu dünyası bir çocuk gözünden okuyucuya aktarılıyor. José Mauro De Vasconcelos’un […] “SANA AİT OLAN SENİ BULUR!” V...| Cafrande Kültür Sanat
“Kitap okumak, resimlere bakmak gibi: Kişi, şüphe etmeden, çekinmeden ve kendine güvenen bir şekilde güzel olanı bulmalı.” – Vincent van Gogh, 1881 Van Gogh’un resim yapmaya ve yazı yazmaya ayırdığı zaman, kitap okumaya ayırdığı zamanla hemen hemen aynıydı. Edebiyatı çok severdi. Doğrudan anlatım tarzını severdi, basit hikâyelerden isyankâr karakterleri içeren metinlere, günlük yaşantı ve insanları …| Cafrande Kültür Sanat
Buyurgan, yasakçı, ataerkil toplumun yatışmak bilmez gizli şiddeti, sadece on yılda bir sıkıyönetim dönemlerinde değil, sivil yönetimlerde de insan ilişkilerinin tüm alanlarını kaplamış, yurttaşların tümünü hasta etmiş, cehenneme çevirmiştir yaşamı. Hele Tezer gibi kozmopolit kültür sahibi insanlarınkini. Çengelköy’de deniz kıyısında, caminin avlusunda o bildik yüzyıllık çınarın dibindeyiz. Ana gövde ikinci bir çınar doğurmuş, o da …| Cafrande Kültür Sanat
Tezer’le asıl dostluğumuz o, Erden Kıral’la evlendikten sonra, genç bir kadın olduğunda derinleşti. Kızı Deniz’in doğumundan (1973) sonra, bizim de Arnavutköy’e taşınmamızla her an birbirimizi görme fırsatı doğdu. Dostluğumuza, Hastalığa ve Ölüm Meleğine Dair Tezer’i tanıdığımda, o henüz kırmızı ekose etekli on üç, on dört yaşlarında bir çocuk. Ablası Sezer (Duru) ile birlikte, ağabeyleri kırk …| Cafrande Kültür Sanat
İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü Mektup Aşkları’yla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer, kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti. İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı. Ortak dostumuz Harald Schmidt’in de tanık olduğu, daha sonra eşi Hans Peter’e yinelediği bu isteği ise bu kitapçıkla …| Cafrande Kültür Sanat
Benim işler, şöyle böyle sevgilim… Bu sıra kötüye gidiyor. Belli olmaz ama bir ihtimâl bu, belki hiç göremiycem seni. Belki sana yazamayacağım, seni aramaktan çekineceğim, sakınacağım bir yerlere götürürler. Hiçbir şey yapamam, Allah kahretsin, üstelik anlarım da olacakları. Nidelim kardeşçiğim? Belki de bir köşede işimi bitirirler! Merhaba, Bu ara yazamadım, bağışla! Ama kim bilir, belki …| Cafrande Kültür Sanat
Ben seni düşünüp seni konuşmaktan başka bir şey yapamıyorum Ferit Edgü: “Güzin ve Abidin, bir aydın sorumluluğuyla, hem ülkenin dertleriyle, sorunlarıyla ilgilenmiş, hem gittikleri yere o sorunları da birlikte götürmüş, düşünmüş, ellerinden geldiğince çalışmış, üretmiş, yaratmış iki insan. Günümüz gençlerinin bu küçük kitapçıkta bir araya gelen bu özel mektuplardan alacakları önemlice iki ders olduğuna inanıyorum. …| Cafrande Kültür Sanat
Vatanseverlik ve İktidar Pek yaşlı olmayan günümüz insanlarının bile hatırlayacağı üzere, kısa bir süre önce, Hıristiyan halk arasında vatanseverliğin yol açtığı şaşırtıcı esrimeyi en bariz biçimde gösteren bir hadise yaşandı. Almanya’nın hükümran sınıfları, kendi halk yığınlarının vatanseverliğini öyle tutuşturdular ki, XIX. yüzyılın ikinci yarısında, istisnasız tüm erkeklerin asker olmasını öngören bir yasa teklifi verildi; tüm …| Cafrande Kültür Sanat
Adım Nejat, soyadım İşler. Yıllardır makara malzemesi olan, Steve Jobs’la akrabalığa kadar giden soyadımın hikâyesi çok basit aslında. Rahmetli dedem ayakkabı sayacısıydı çünkü. İnebolu’da öğrendiği mes leğini, İstanbul Feshane Fabrikası’nda devam ettirmişti. Soyadı Kanunu’yla beraber, bu mütevazı ismi almıştı ailesi için. Yıllar sonra da yanında çalışan kalfasının kızını alacaktı babama… Benden üç yıl önce ablamı …| Cafrande Kültür Sanat
“Sende Beşiktaşlı tipi var…” Tüh ulan, yakalandık iyi mi? Yine… Tanıyanlar bilir, ağzımda bakla ıslanmaz. Öyle gizli örgüt üyesi falan olamam. Biraz içki ve kıyak bir manita eşliğinde her şeyi okurum. Ve fakat benden, olmadığım bir figür yaratma heveslileri, “çok şahane bi’ delikanlı” olduğumu, tek kusurumun, Fenerbahçe’ye olan tutkum olduğunu söyler. Yekten söyleyeyim; “Bana içine …| Cafrande Kültür Sanat
Daha Özal piyasada yokken, daha doğrusu ortada “serbest” piyasa yokken, hür teşebbüs denen şeyin, hayatımıza bu denli yön vereceğine uyanmıştım bir şekilde. “Şaaans, kadeeer, kısmeeet, talihine 25 kuruş” adlı talih oyunuyla başladım işe. İki çeşidi vardır bu oyunun. Bakkaldan, en büyük ikramiyesi koca bir çikolata olan seyyar bir vitrin ve kazınmaya hazır yuvarlak delikli çarkıfelek …| Cafrande Kültür Sanat
Tezgah’ta sıradan bir gün. Okul sıkıntım yok; demek ki haziran falan. Mehmet’ti galiba ismi, gördüğüm en orijinal eskici göründü uzaktan. Her gelişinde, mutlaka bir mavra döner. Kitap okur, müzik dinler, sinemaya gider, değişik bir herif. Kocaman bir Motorola telefonu vardı mesela, kahveye sokmuyorlarmış, televizyonu bozduğu için, günlerce bunun yaygarasını yaptı. Neyse, vitesli el arabasıyla yanaştı …| Cafrande Kültür Sanat
Dün akşam arzu ettiğin gibi Adele’im, bu mektubu sana geri vermiş olsaydım, çok üzülecektim; bende yarattığı korkunç düşüncelere rağmen, bu mektup benim için çok değerli, çünkü beni hâlâ sevdiğini ispatlıyor. Mutlulukla itiraf ediyorum ki, hatalı olan yalnızca benim ve gerçek bir pişmanlıkla, beni affetmen için yalvarıyorum sana. Hayır, Adele’im, seni cezalandırmak benim ne haddime! Seni …| Cafrande Kültür Sanat
İsviçre’nin en büyük yazarı Robert Walser, yaşamının son 26 yılını burada akıl hastanesinde geçirmiş, 1956’da ölene dek. Bu büyük yazara ekmek bile vermemiş bu ülke, uşaklık bile yapmış bu adam, çevreye uymadığı için tımarhanede kalmış 26 yıl, Thomas Mann’dan, “edebiyatın emperyalisti” diye söz ediyor, ne kadar haklı. “Yalnız korkak ve yaşam canlılığı göstermeyenleri küçümsüyorum!” diyor, …| Cafrande Kültür Sanat
11 Ocak 1863: ‘Okudu mu günceyi bilmiyorum.’(43) 24 Nisan 1863: ‘Liova ile ilişkilerimden hoşnut değilim. Kişiliğimle ilgili konular beni tedirgin ediyor ve utandırıyor, acaba neden? Pişmanlık duyacak bir şey yapmadım, ona karşı suçlu da değilim… Ama bu satırları onun okuyacağını düşününce de tedirgin oluyorum. Benim istediğim nedir?.. Açıklanamaz bu.’(53) 26 Mart 1865: ‘Şu anda sanırım …| Cafrande Kültür Sanat
Neredeyse her gün kavga ediyorum annemle. Bir geliyorum okuldan, yine aynı manzara: bahçenin ortasında, alt bağlamaya yarayan bezler, bir gece öncenin suç delilleri olan çarşaf ve yorgan ve benim kırılan erkeklik gururum asılı. Komşu kızı yan bahçeden pis pis gülerek bakıyor bana. Mahalleliler, kurban bayramlarında kestikleri koyunların taşaklarını bizim eve getiriyor, altına işeyene iyi gelir …| Cafrande Kültür Sanat
Şiddet karşıtı görüşleri ve eylemleriyle dünya düşünce tarihine altın harflerle kazınan Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy ile Hindistan’ın ruhani lideri Mahatma Gandhi, 20. yüzyılın ilk yıllarında mektuplaşmaya başladı. Kötülük karşısında ahlaki mükemmeliyetçilikten taviz verilmeden nasıl mücadele edilebileceği bu yazışmalarda detaylandırıldı. Mektuplar aracılığıyla birbirlerine görüşlerini anlatmaya devam eden Tolstoy ile Gandhi’nin konuşmal...| Cafrande Kültür Sanat
Dünyanın yaratılışından beri öldürmenin fiziksel ve ahlaki açıdan kötü olduğu bilindiği halde, neden milyonlarca insan birbirini öldürdü? Tarihsel olayların tarihçilerin anlattığı şekilde tasvir edilmesini kabul etmemem. Bu rastlantı değildi, kaçınılmaz olarak oldu. Tarihçi ve ressam, tarihsel bir dönemi tasvir ederken, kesinlikle farklı iki nesneye sahiptir. Eğer tarihçi olarak, tarihsel kişiyi bütünlüğüyle, yaşamın bütün yönlerine karşı …| Cafrande Kültür Sanat
Savaş ve Barış, Türkçe’ye ilk kez Ali Kami Akyüz tarafından 1938 yılında, Fransızca’dan 328 sayfalık bir özet olarak çevrildi. Kitabın yayıncısı, dönemin en önemli yayınevlerinden biri olan Hilmi Kitabevi’nin sahibi İbrahim Hilmi, Harb ve Sulh adıyla yayımlanan kitaba yazdığı önsözde, romanın aslında dört ciltte 2000 sayfa olduğunu ve böyle bir romanı yayımlamanın o gün için …| Cafrande Kültür Sanat
Beş yıl boyunca, uygun yaşam koşullarında, kesintisiz ve sıra dışı bir biçimde emek harcayarak hazırladığım bu eseri yayımlarken, birkaç sözle eser hakkındaki görüşlerimi dile getirmek ve bu arada okurlarda uyandırabileceği şaşkınlığın önüne geçmek istiyorum. Okurların kitabımda benim istemediğim ya da dile getirmeyi başaramadığım bir şeyleri görüp aramamalarını, ilgilerini tam olarak benim dile getirmek istediğim, ama …| Cafrande Kültür Sanat
Piyer kendi evindeymiş gibi önden giderek Prens Andrey’in çalışma odasına geçti, alışkanlıkla hemen kanepeye uzandı, raftan rasgele bir kitap aldı (Caesar’ın Hatıraları), dirseğini kanepeye dayayıp kitabı ortalarından okumaya koyuldu. Prens Andrey çalışma odasına girdi, küçücük beyaz ellerini ovuşturarak, “Mademoiselle Şerer’e ne yaptın sen? O şimdi büsbütün hasta olur,” dedi. Piyer bütün gövdesiyle öyle bir dönüş …| Cafrande Kültür Sanat
“42 yıl Lev’le birlikte yaşadım, hayatı paylaştım. Ama nasıl bir adam olduğunu hala anlamış değilim!..” Z. Heyzen Ateş: Leo Tolstoy’un evinde herkesin bir günlüğü vardı, herkes öyle ya da böyle yazmaya vakit ayırıyordu. Büyük yazarın kendisi ciltlerce günlük tutmuş ve öldüğü güne kadar yazmayı sürdürmüştü. Doktoru, sekreteri, öğrencileri, çocukları ve karısı da günlük tutuyorlardı. Bu …| Cafrande Kültür Sanat
Yeşil Sinekler Toplanılacak yer bellidir. Yaz ve ter içinde, ufkun ardını düşlemeden yaşlanır hurma ağaçları. Bugün dünden daha önemlidir. Ancak katiller hiçbir şey olmamış gibi yenileniyorlar. Her gün yeniden doğuyorlar. Uykularında rüya görecek fırsatları bile olmadan bu katiller tarafından öldürülüyorlar. Sayıların önemi yoktur. Kimse kimseden yardım istemiyor. Berriye’de sözcükler çığlıklarını arıyor, ve yankı yaralı bir …| Cafrande Kültür Sanat
“Öz-nefret, şüphe, delilik içinde boğuluyorum ve rutini ezberi reddedecek, basitleştirecek kadar bile güçlü değilim.” “Tesadüfdür ki hiçbir zaman cümlelerim kısa olmadı her zaman konuşacak çok şeyim vardı susmak nedir bilmiyordum sessiz çığlıklarım içimde dinlenmekten bıkmışlardı…” “Benim hayatımın amacı ne ve onunla ne halt edeceğim? Bilmiyorum ve korkuyorum. Asla istediğim bütün kitapları okuyamayacağım; olmak istediğim bütün …| Cafrande Kültür Sanat
“Dünya nimetlerini ömrü boyunca hor gören Buda nefis bir domuz kızartmasını tıka basa atıştırdığı için göçüp gitmiş. Tarihçi böyle söylüyor. Güneşte leke arayan küçük adamın uydurduğu bir yalan mı bu, bilmiyorum. En yavuz ermişlerin, en çetin kahramanların zaman zaman nasıl çamurlaştıklarını görmek, küçük insanlar için hain, buruk ve zehirli bir teselli. İnsan kendi varlığını her …| Cafrande Kültür Sanat
Nazım Hikmet’in Tolstoy’un ‘Savaş ve Barış’ın çevirisi üzerine mektuplarından notlar Savaş ve Barış, Türkçe’ye ilk kez Ali Kami Akyüz tarafından 1938 yılında, Fransızca’dan 328 sayfalık bir özet olarak çevrildi. Kitabın yayıncısı, dönemin en önemli yayınevlerinden biri olan Hilmi Kitabevi’nin sahibi İbrahim Hilmi, Harb ve Sulh adıyla yayımlanan kitaba yazdığı önsözde, romanın aslında dört ciltte 2000 …| Cafrande Kültür Sanat